Açın ve... Turdayken gerçekten bu sıra dışı arabaları mı alıyorsun? | Open Subtitles | إذا بينما انت تتجول تبحث عن السيارت الفريده من نوعها وتشتريها؟ |
Bunun cevabı oradan gelecek olan arabaları güvende tutabilmek. | TED | الجواب هو تمكين السيارت لتأتي من ذلك الإتجاه بأمان. |
- İsveç'de arabalar, trafik ışıklarına mutlaka riayet eder. | Open Subtitles | في السويد كل السيارت تحترم قوانين المرور وإشاراتها |
Aptal insanların kullandığı gerçek arabalar birbirleriyle çarpışırlardı. | Open Subtitles | كانت السيارت تصطدم بالسيارات حقيقة أناس أغبياء يقومون بالقيادة |
İlk önce Araba yarışçılarından hoşlanıyordun şimdi de dansçı jimnastikçilerden mi hoşlanıyorsun? | Open Subtitles | فى الاول كنت مع متاسبقين السيارت والان انت مع راقص الجمباز ؟ |
Şehirde üzerimize kayıtlı kaç araç olduğunu biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعرف عدد السيارت المسجلة بإسمنا في هذه المدينة؟ |
Çalıntı arabaları alamazsınız. Onlar sahiplerine iade edilecek. | Open Subtitles | لا يمكنكم الرحيل بهذه السيارت المسروقة سيظلوا في أماكنهم حتى نأخذهم لاحقا |
En iyi arabaları bulmalı, onlara yeni tekerlek takmalı yolu planlamalıyız. | Open Subtitles | سنحصل على أفضل السيارت بإطارات جديده، و سننظم عملنا |
Gerçekten salak kişiler bu arabaları kullanıyordu. | Open Subtitles | كانت السيارت تصطدم بالسيارات حقيقة أناس أغبياء يقومون بالقيادة |
Ya ben uyuşturulmuşken, arabaları fırlatıp milleti kırıp geçiren o güçleri artmış kaçıklarla yolumuz kesişirse onlarla sen mi ilgileneceksin? | Open Subtitles | وإذا أصبحت هادئاً ثم واجهنا غريبي الأطوار الذين يقومون بإلقاء السيارت وسحق الناس، هل ستتولى أمرهم؟ هل ستبقينا آمنين؟ |
Ya ben uyuşturulmuşken, arabaları fırlatıp milleti kırıp geçiren o güçleri artmış kaçıklarla yolumuz kesişirse onlarla sen mi ilgileneceksin? | Open Subtitles | وإذا أصبحت هادئاً ثم واجهنا غريبي الأطوار الذين يقومون بإلقاء السيارت وسحق الناس، هل ستتولى أمرهم؟ |
arabaları boş yerlere, gülücükleri de yüzlere yerleştiriyorum. | Open Subtitles | أضع السيارت في المواقف والابتسامات على الوجوه. |
Likit nitrojen bu, uzaktan kumandalı arabalar için. | Open Subtitles | انها بطاريات نتروجين من اجل السيارت التي تتحكم عن بعد. |
arabalar LED tabanlı ön far ve arka farlara sahipler, ve arabalar birbirleriyle haberleşerek, bilgi alış-verişi yaparak kazaları engelleyebilirler. | TED | السيارت لها مصابيح امامية مبنية عل الثنائيات و كذلك مصابيح خلفية و السيارات تستطيع التواصل فيما بينها و تمنع الحوادث بالطريقة التي يتبادلون بها المعلومات |
Mesela, sürücüsüz arabalar daha büyük bir kazayı engellemek için küçük bir kazaya neden olmak gibi seçenekleri kullanmak zorunda kalabilir. | TED | فعلى سبيل المثال، قد يلجأ سائقو السيارت الصغيرة إلى التعامل مع خيارتٍ مثل التسبب في حادث صغير لتفادي وقوع حادث بالغ الضرر. |
Aslına bakarsanız, modern çağın kaynağına bakıyorsunuz mikroçip, lazerler, uzay uçuşu, arabalar, üstünde çalışarak bütün aksilikler tasarlandı. | Open Subtitles | فى الحقيقه انك تنظر إلى مصدر العصر الحديث الرقائق الالكترونيه, الليزر, رحلات الفضاء, السيارت كل هذا تم انجازه تبعاً لدراسته |
arabalar bekliyor. Bu taraftan. | Open Subtitles | السيارت متوقفة في هذا الاتجاه. |
Bakın, ben hapse girdiğimde, bizim Araba telefonlarımız bu kadardı ve taşınması için iki kişiye ihtiyaç vardı.. | TED | ترى، عندما دخلت إلى السجن، كانت هواتف السيارت بهذا الحجم وتتطلب شخصين لحملها. |
Nasıl uyuşturucu sattığını, eski Araba işiyle paraları akladığını, hepsini. | Open Subtitles | بدأً من كيفيّت استيراده للمخدرات وكيف أنه يغسل الأموال من خلال بيع السيارت |
Yolun aşağısındaki Araba kiralamada kredi kartı kabul ediyorlar. | Open Subtitles | مكتب استئجار السيارت يقبل بطاقات الائتمان |
Şu zırhlı araç şirketleri ne aşamada? | Open Subtitles | اي حظ مع شركات السيارت المصفحه ؟ |
Oralarda bir dizi izinsiz araç çalıp gezme olayları oldu. | Open Subtitles | كان هناك العديد من سرقات السيارت هناك |