| Uzun boylu, güzel ve görünüşe göre sırf seni öldürebilsinler diye yatağa kelepçelemek için tutulmuş biri olduğunu öğreniyorsun. | Open Subtitles | طويلة وجميلة، ويتّضح أنّ شخصًا دفع لها لتقيّدك في السّرير لكي يقتلوك. |
| yatağa hepsini yapmamış mıydın? | Open Subtitles | ألا تتبوّل بدرجة كافية في السّرير ؟ |
| Yatağın üstünde çiçekli bir yorgan var. Üstünde kız resmi olan bir örtü. | Open Subtitles | هناك ريش ورديّ على السّرير و بساط حائط مرسوم فيه بنت |
| O Yatağın içinde hiçliğe doğru gidiyordu. | Open Subtitles | و ذبلت حتى النهاية في ذلك السّرير |
| Bu çocuğun her tarafında "yatak ıslatan" yazıyor. | Open Subtitles | هل تمزحين؟ هذا الفتى يبدو عليه أنه يتبوّل في السّرير |
| Bunların arasında, birkaç saati yatakta bir çeşit dalgın bir sakinlikte geçiriyorlar. | TED | وفي الفترات الفاصلة، يقضون بضع ساعات من الهدوء و التأمل في السّرير. |
| Ama bu, ağzında bir topla kadının yatağına nasıl bağlandığını açıklamıyor. | Open Subtitles | لكن لايفسّر كيف إنتهى به الأمر هنا مقيّدا على عمودي السّرير وكرة في فمه |
| Yemek yemek için bile yataktan kalkamıyordu. Çok kötüydü. | Open Subtitles | لم يستطع حتّى أن ينهض من السّرير لكي يأكل لقد كان أمراً محزناً |
| Frankie, ışığı söndür, tatlım, yatağa geliyorum. | Open Subtitles | فرانكي, يقفل إيايت, العسل, و يجيء إلى السّرير . |
| Tek yapman gereken yatağa uzanmak. | Open Subtitles | ولكن عليكِ أن تعودي إلى السّرير |
| Salla gitsin. yatağa işerim. | Open Subtitles | تباً لـ هذا، سأتبوّلُ في السّرير. |
| Çocuklar, haydi yatağa. | Open Subtitles | - اذهبوا إلى السّرير, أيها الأطفال. |
| yatağa geç. | Open Subtitles | عُد إلى السّرير |
| Yatağın üstündeki şu şeyi seviyorum. | Open Subtitles | أحبّ تلك الأشياء على السّرير |
| Çocuk parçalara ayrılmış halde Yatağın altında. | Open Subtitles | الولد في القطع تحت السّرير |
| O kadar şişmandı ki yatak görünmüyordu! | Open Subtitles | صدّقني لقد كانت سمينةً للغاية لدرجة أنّني لم أرَ السّرير |
| Sen yatak başlığına sarıl. | Open Subtitles | عانقِ عمود السّرير |
| Ve dul kadınlar yatakta çok ateşli olur! | Open Subtitles | و المُطلّقات، إنّهنّ مُشتعلاتٌ في السّرير |
| İçeri girdim, Beni yatakta bekliyordu. | Open Subtitles | قدمتُ إلى البيت الفتاة تنتظرني على السّرير |
| - Hadi yatağına geri dönelim - Bana şarkı söyler misin? | Open Subtitles | أذهبىُ إلى السّرير هَلْ ستَنَامَ معي؟ |
| Hadi seni yatağına götürelim, Mandy. | Open Subtitles | حسنٌ، فلنُعيدكِ إلى السّرير الآن يا (ماندي). |
| İşe gitmem lazım Neil, çık şu lanet yataktan. | Open Subtitles | أنا بحاجةٍ للذهاب إلى العمل "إنهض من على السّرير اللعين يا "نيل |
| Bay Thorne artık yataktan çıkamıyordu. | Open Subtitles | السيّد (ثورن) ليس قادراً على مغادرة السّرير بعد الآن. |