| Her yerde ayinlerle ilgili söylentiler var, birbirleriyle bağlantılı gibiler. | Open Subtitles | الشائعات عن الطقوس في كُل مكان، كما لو إنها مرتبطة مع بعضها. |
| Bir İspanyol Prensi ile ilgili söylentiler duyuyorum. | Open Subtitles | لقد سمعت بعض الشائعات عن امير اسباني |
| Sadece beni bir aile yemeğine davet ettiğin için ve bir de Rufus ve Lilly'nin sorunları olduğuyla ilgili dedikodular duyduğum için öyle dedim. | Open Subtitles | لقد دعوتيني لعشاء عائلي ولقد سمعت الشائعات عن أن روفس وليلي بينهم بعض المشاكل |
| Çocuklarımla ilgili dedikodular doğru olsaydı... | Open Subtitles | والآن ,إذا صحّت الشائعات عن أطفالي |
| Halk içinde olduğu için de, hükümet söylentilerin yayılmasını engelleyemedi. | Open Subtitles | بسبب أن البوابة نشطت في مكان عام حكومة راند لم تتمكن من منع الشائعات عن الإنتشار |
| Kuaförlerin ünlüler hakkındaki dedikoduları sevdiği aklıma geldi. | Open Subtitles | و ما هو السر وراء هذه التحولات الإعجازيه؟ لقد خطر ببالي أن مزين الشعر يحب تداول الشائعات عن المشاهير |
| Jericho'yla ilgili söylentiler yiyecek stoğuyla ilgili olanlar Ravenwood'u nasıl atlattıklarıyla ilgili olanlar belki de sadece söylenti değildir. | Open Subtitles | , هذه الشائعات عن جيركو , عن مخزن الطعام لديهم كيف انهم قد دفعوا (برافينود) علينا |
| Çocuklarımla ilgili dedikodular doğru olsaydı... | Open Subtitles | والآن ,إذا صحّت الشائعات عن أطفالي |
| Çılgın av söylentilerin dolaşıp duruyor ortalıkta. | Open Subtitles | فقط الشائعات عن غرابتك... |
| Shizuko'nun yetenekleri hakkındaki dedikoduları etrafa yayan sendin, değil mi ? | Open Subtitles | أنت كنت أحد الذين أطلقوا الشائعات عن قدرات شيزاكو ، ألم تكن كذلك ؟ |
| Heyecanlı olacak. Dışişleri Bakanı hakkındaki dedikoduları biliyor musun? | Open Subtitles | هل انت على بينة بخصوص اخر الشائعات عن وزير الخارجية؟ |