| Her şeyi almaya yetecek kadar parası var ve ayrıca ebedi Gençliğin sırrını keşfetmiş. | Open Subtitles | عندها المالِ الكافيِ لشِراء صمتِها، لانها اكتَشَفت سِرّ الشابِ الأبديِ. |
| Üniversitedeyken, Gençliğin ve kibirinle ilerlemene izin verirler. | Open Subtitles | كليَّة ln، تَركوك تَنزلقُ مِن قِبل على الشابِ والكبرياءِ. |
| Gençliğin kavuran ışığında | Open Subtitles | في ضوءِ الشابِ الحَارِقِ |
| Gençlik Pınarı efsanesi der ki tüm sular ona akar. | Open Subtitles | تَقُولُ أسطورةُ نافورةِ الشابِ أن كُلّ الماء يَتدفّقُ بإتجاهها |
| Buradan Gençlik emiyorum. | Open Subtitles | نافورة الشابِ. أَمتصُّ في ذلك الشابِ. |
| Nick'in takıntılarından biri de sözde Gençlik Pınarı'nı bulmaktı. | Open Subtitles | أحد أهواس * نيك * كَانَت أن يَجِدُ ما يسمّى بنافورةِ الشابِ |
| - Gençliğin hayvanlıkları işte. | Open Subtitles | نعم. ذلك فقط وحشيَّة الشابِ. |
| Gençlik çeşmesi bu. | Open Subtitles | هي نافورةُ الشابِ. |
| Sean, bunlar Gençlik iksiri. | Open Subtitles | شون، هذه نافوراتَ الشابِ. |