| Bir sürü sığırıyla birlikte alacağınız bu talihli Genç hanımın kim olduğunu sorabilir miyim? | Open Subtitles | هل لي أن أسأل، من الشابّة المحظوظة التي ستتزوّجهـا صاحبـة كلّ تلك الأبقـار؟ |
| Yanındaki Genç bayanı dövmek hoşuna mı gidiyor? Buradaki herkes bunu biliyor. | Open Subtitles | تحبّ أن تضرب تلك الشابّة وكلّ شخص هنا يعرف ذلك |
| Hiç beklemediğim bir anda, harikulade bir Genç kadına dönüştün. | Open Subtitles | .. كأنكِ تحوّلت إلى تلك الشابّة الرائعة عندما لم أكن أنظر إليكِ |
| Ama sakın paçayı kurtardığını sanma, Genç bayan. | Open Subtitles | ونوصلها للمنزل ولكن لا تظنّي أنّك نفدت بجلدك أيّتها الشابّة |
| Bu yürekli Genç bayan kalbini açıyor ve bu sana çadırı mı kurduruyor? | Open Subtitles | هذه الشابّة الشجاعة لديها مُصيبة وقلبها مُحطم وهذا الأمر يُثيرك؟ |
| Ailesi-- şu güzel Genç kadın, şu hoş Genç adam-- ...kafanıza meşru müdafaa konseptini koymak için. | Open Subtitles | هذان هما هناك تلكَ المرأة الشابّة الجميلة، وذلك الشابّ الصالح واضعين مفهوم الدفاع عن النفس في رأسك |
| Genç suratlarınıza bakınca sizler gibi, kendi akademik kariyerime yön verişim aklıma geldi. | Open Subtitles | ناظرا في وجوهكم اليانعة الشابّة أتذكّر أنا أيضا عندما كنت أقرر مستقبلي الأكاديمي كطالب خريج متواضع |
| Yani, bugün bile, patronunu öldüren Genç kızla çok etkileyiciydi. | Open Subtitles | أعني، حتى اليوم مع تلك المرأة الشابّة التي قتلت رئيستها. إنّه مُذهل للغاية. |
| Genç hanım bir ilacın etkisinde ya da şokta gibi, çocuk ise... | Open Subtitles | يبدو أن الشابّة تحت تأثير المخدّرات أو في صدمة |
| Bu Genç hanım gibi yeşil dereceli işçiler kırmızı dereceli bölgelere giremezler. | Open Subtitles | الموظفين من الطبقة الخضراء مثل هذه الشابّة هُنا غير مسموح لهم بالتواجد فى المنطقة الحمراء |
| Bu Genç hanım gibi yeşil dereceli işçiler kırmızı dereceli bölgelere giremezler. | Open Subtitles | الموظفين من الطبقة الخضراء مثل هذه الشابّة هُنا غير مسموح لهم بالتواجد فى المنطقة الحمراء |
| Evet yaşlı adamdan Genç eşini alırsan, parasını öder. | Open Subtitles | أجل، والرجل العجوز لأجل تلك الحمقاء الشابّة سيدفع |
| Sende muhteşem görünüyorsun, Genç bayan. | Open Subtitles | تبدوين بكُلّ تأكيد تُبهرين نفسكِ، أيّتها الشابّة |
| - Kesinlikle. Genç arkadaşımızın başına trajik bir hastalık gelmiş gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنّ مرضاً مفاجئاً وقع يا صديقتي الشابّة. |
| Genç bayan, bunun doğru olmadığını biliyorsunuz. | Open Subtitles | بتهمة التحرش أيتها الشابّة أنتِ متأكده من أن هذا ليس صحيحاًً |
| Bayana çok yakışacak. Genç ve sarışın olana. | Open Subtitles | سيبدو رائعاً عليها، المرأة الشابّة الشقراء. |
| Yoksa bunların hayal ürünü olduğunu iddia eden Genç hanım mı? | Open Subtitles | أم الشابّة التي تقول أنّه مِن نسج خيالها و حسب؟ |
| Gerçekten içimi ısıtıyorsunuz. Genç bayanla iki lafın belini kırmamız gerekiyor. | Open Subtitles | هذا يُبهج قلبي حقًّا لكنّي أحتاج للتحدُّث مع الشابّة |
| Neyse, bu Genç hanıma ne olduğunu konuşmaktansa onu götürüp nasıl öldüğünü belirleyelim. | Open Subtitles | حسنُ ، لنأخذ هذه الشابّة قبل أنت نتمعّن أكثر في كيفية موتها |
| Çünkü bu Genç bayan çok çok uzak bir yoldan sırf seni bulmak için yüzmüş. | Open Subtitles | لأنّ هذه الشابّة قطعت مسافةً طويلة للعثور عليكِ |
| Merhaba küçük hanım. Makalelerini okudum. | Open Subtitles | مرحباً أيّتها الشابّة قرأت مقالاتكِ |