| Hayır, ama monitörlere indirilen virüs yapar. | Open Subtitles | لا, ولكن الفيروس الذي اوقف الشاشات يجعلك الجاسوس |
| - monitörler kayıtta. - Yani, yanlış bir şey yaparsak, kaydolacak. | Open Subtitles | يتم تصوير العملية على الشاشات بحيث أن اذا فشلنا كله مسجلا |
| Fantezi dünyamızın ekranlar önünde bizi yönetmesine izin verdik. | TED | لقد سمحنا لأنفسنا بأن نقود حياتنا الخيالية أمام الشاشات. |
| Kamera burada olacak. Ters ana kamera. ekranları da içine alacak şekilde. | Open Subtitles | كاميرا هنا كاميرا رئيسية عكسية تشمل الشاشات |
| Pekala, yaşam destek monitörleri kaydediyor. Sorun çıkarsa hepsi bantta olacak. | Open Subtitles | يتم تصوير العملية على الشاشات بحيث أن اذا فشلنا كله مسجلا |
| Bence, ekran aracılı dünyadan daha iyi çözümler var. | TED | أظن أن ثمة حلول أفضل من عالم تتوسطه بيننا الشاشات. |
| Sanki, ekranların arkasındaki kişilerin gerçek insanlar olduğunu, avatar olmadığını unutuyoruz. | TED | الأمر كما لو أننا ننسى أن الناس خلف الشاشات هم في الحقيقة بشر ليسوا مجرد أقنعة. |
| Uyandığımız andan uykuya daldığımız ana kadar ekranlara bakıyoruz. | TED | نحن نشاهد الشاشات منذ لحظة استيقاظنا وإلى اللحظة التي نخلد للنوم. |
| Eminim ekrana bakmaktan çok daha iyi yapacak işlerin vardır. | Open Subtitles | أنا متأكد أنّ لديك أشياء أفضل تقومي بها بدلاً من التحديق في الشاشات. |
| Sistem, vücudunuzun geometrisini anlayıp başa takılan veya saydam bir ekranda bu görüntüyü oluşturur. | TED | تلك هي الرؤية التي تحصلون عليها من أجهزة الرؤية الرأسية أو الشاشات الشفافة حين يستوعب النظام هندسة جسدكم. |
| Şu monitörlere bakar mısın? | Open Subtitles | الآن لو إستطعت لفت إنّتباهك إلى الشاشات هنا. |
| monitörlere bakan tek güvenlik var... Bütçe kesintileri. | Open Subtitles | هناك حارس واحد على الشاشات , تخفيضات فى الميزانية |
| Barınaktaki dev monitörler gibi, ama sadece bir kanal gösteriyor. | Open Subtitles | تبدو كواحدة من أكبر الشاشات في العرين لكن يبدو أنها لا تبثُّ سوى قناة واحدة |
| Ve sonra monitörler içeriyi gösteriyordu. | Open Subtitles | وبعدها أظهرت الشاشات تغطية الكاميرات الداخلية |
| Bir süre önce Berg adında bir tasarım ajansıyla ekranlar olmadan İnternet'in nasıl gözükeceği konusunda bir işte çalıştım. | TED | قبل فترة قصيرة، توجب علي العمل مع وكالة التصاميم بيرغ. على عملية استطلاع كيف يبدو الإنترنت حقا من غير الشاشات. |
| Bilgisayar laboratuarından geçerken ekranları kararttığını duyduğumda radarımda birkaç ışık çakmıştı. | Open Subtitles | لفتت إنتباهي عندما سمعت أن الشاشات كانت تتعطل عند دخولها إلى مختبر المعلوماتيه |
| Kuyumcudaki monitörleri biliyorsun. | Open Subtitles | تعرف، تلك الشاشات في متجر المجوهرات، |
| Görünen o ki özellikle bir endüstri alanında bu çok sık, oldukça düzenli oluyor, ekran merkezli teknoloji sanayiinde yani. | TED | اتضح أن هنالك صناعة واحدة يتحقق فيها هذا الأمر بطريقة شائعة، بطريقة منتظمة جدا، وهي صناعة التكنولوجيا المرتكزة على الشاشات. |
| Bunu ilk duyduğumda çok ilginç ve şaşırtıcı geldi, sonra ekranların bana, aileme ve sevdiklerime ve hatta tüm insanlara neler yaptığını düşünmeye başladım. | TED | لذا عندما سمعت بالأمر، وجدت الأمر مثيرا للإهتمام و الدهشة، ودفعني للتفكير مليّا بما كانت الشاشات تفعل بي وبعائلتي والأشخاص الذين أحب، وبالنّاس جميعا. |
| Hâlâ fare ve klavyeleri kullanıyoruz. ekranlara ve butonlara dokunuyoruz. | TED | ما زلنا نستخدم الفأرة ولوحة المفاتيح، وننقر الشاشات والأزرار. |
| Billy, kavşakları ekrana getir ve o karavanı bul! | Open Subtitles | بيلي ، راقب ما على المعبر على الشاشات و إعثر لى على هذا المنزل المتحرك |
| Ve sonra, 20 dakikada doğru açılı üçgenler ekranda belirmeye başladı. | TED | ومن ثم ، وفي غضون 20 دقيقة، بدأت المثلثات القائمة الزاوية في الظهور على الشاشات. |
| Aptal şey. Dün gece Kathy'ye geldiğimde monitörlerde yine bu adam vardı. | Open Subtitles | كان موجوداً على كافة الشاشات ليلة أمس في منزل كاثي، ذات الرجل |
| Bireysel ekranlarda düşük marjlı çalışırız sunucu ürünlerinde size kârımızdan yüzde veririz. | Open Subtitles | إستعمل هامش أقصر على ,الشاشات المنفردة سنعطيك نسبةً من أرباحنا على إستثمارك |
| Siz nasıl hissediyorsunuz bilmiyorum, ama ben iki boyutlu monitörlerin ve piksellerin dünyasında kısıtlanmış hissediyorum. | TED | لست متأكداً من رأيكم، ولكنني أشعر أنني محصور داخل عالم ثنائي الأبعاد من الشاشات والبكسلات. |
| Meslektaşım tüm konuştuklarımızı dışardaki monitörlerden izliyordu. | Open Subtitles | زملائي كانوا يراقبوننا بينما كنا نتحدث عبر الشاشات |
| ekranı büyük adamların... klavyeleri de büyük olurmuş. | Open Subtitles | أقول الشباب اصحاب الشاشات الكبيره لديهم لوحه مفاتيح كبيره |