| Şimdi, ayakta duruyorum açık bir havada sahilde bir palmiye ağacının altında, tam sahnenizin bir zamanlar olduğu yerde. | TED | أقف الان في الهواء الطلق، على الشاطئ تحت شجرة النخيل، في نفس الموقع الذي اعتاد المسرح أن يكون فيه. |
| O nedenle her birimize sahilde, en azından 30 dakika yaşama imkanı verilmişti. | Open Subtitles | ولذلك قُدر لكل منا أنه سيبقى حياً على الشاطئ لثلاثون دقيقه على الأقل |
| Şimdi, Faro hareketli, küçük bir şehir ve sahile gitmek için, onun açıkladığına göre, bir otobüs ve bir bota binmeniz gerekiyordu. | TED | الان الفارو مدينة صاخبة صغيرة وللذهاب الى الشاطئ , أوضحت كاثرين لي , عليك أن تأخذ حافلة ثم قارب لتصل الى هناك |
| sahil kontrolümüzde değil! Tekrar ediyorum, sahil kontrolümüzde değil! Herkes birbirine karıştı, Efendim! | Open Subtitles | نحن لا نسيطر على الشاطئ ، كرر ، نحن لا نسيطر على الشاطئ |
| Ve çarşamba, eğer herhangi bir randevum olmazsa, beraber plaja bile gidebiliriz. | Open Subtitles | وبعد الأربعاء .. أعتقد إنه يمكننا ان نذهب إلى الشاطئ الشاطئ ؟ |
| Ancak somon yumurtlamak için sürüyle kıyıya yaklaştığında katil balinalar takip eder. | TED | لكن عندما يتوجه السلمون كجماعات نحو الشاطئ ليبيض، فإن الحيتان القاتلة تتبعه |
| Babamın ve benim plajda prova yaptığımız zamanları hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تتذكرين عندما كنا أنا وأبي نتدرب على الشاطئ ؟ |
| Topluluk çalışmasının önemli bir parçası, plaj temizliği ve eğitim programlamasıdır. | TED | الجزء المفتاحي في العمل المجتمعي هو تنظيف الشاطئ. و برمجة التعليم |
| - Hafta sonu için kaçıyorduk. - Evet, sahilde bir evimiz var. | Open Subtitles | ـ نحن ذاهبون لقضاء عطلة نهاية الإسبوعِ ـ لدينا بيت على الشاطئ |
| Görünüşe bakılırsa biraz dinlenmen lazım. Belki sahilde bile yürüyebilirsin. | Open Subtitles | تبدين وكأنكِ بحاجة إلى الراحة ربما حتى المشي على الشاطئ |
| sahilde erkek arkadaşımla yürüyorduk, ve geçerken sana uğrayalım dedik. | Open Subtitles | كنت أسير على الشاطئ مع صديقي وفكرنا بأنّ نمر عليك |
| Belki hafta sonu için sahile gidip oradan bir ev kiralayabiliriz. | Open Subtitles | ربما نذهب الى الشاطئ و نؤجر منزل فى إجازة نهاية الاسبوع |
| Ama merak etme, sahile vardığımızda her şey yoluna girecek. | Open Subtitles | حينما نعود إلى الشاطئ كلّ شيئ سيكون على ما يرام |
| Böyle bir tercih olmadığını ikimiz de biliyoruz. sahile sadece çeyrek mil kaldı. | Open Subtitles | كلانا يعلم أنّ هذا ليس خياراً وارداً إنّه ربع ميل فقط حتّى الشاطئ |
| Anlaşmayı bozmak yılın bu zamanında sahil şeridinde sıradan bir sahnedir. | Open Subtitles | ضرب الذيل شائع قرب خط الشاطئ في هذا الوقت من العام |
| sahil evini ve diğer pek çok şeyi bize miras bırakıyor. | Open Subtitles | انه أيضا ترك لنا منزل الشاطئ.. هذا من بين الأشياء الأخري |
| Birden, kuzen Sebastian öğleden sonraları plaja gitmeye başladı. | Open Subtitles | فجأة ،كان يذهب إلى الشاطئ فى بعد الظهيرة |
| Bir şeylerin kıyıya vurması genelde bir fırtına sonrasında olur. | Open Subtitles | هو عادة بعد عاصفة عندما أيّ شئ مغسول على الشاطئ. |
| Bir de o gece bir kadın, plajda fener ışıkları gördüğünü söylemiş. | Open Subtitles | قال أيضاً أن ثمة إمرأة رأت أنواراً على الشاطئ في تلك الليلة. |
| Hem de ikinizden biri tarafından. plaj topunun içine kasten konularak. | Open Subtitles | المسمومة التي كتبها واحد من هؤلاء الرجال، وضعت في كرة الشاطئ. |
| kumsalda basit bir yürüyüş zihnimizi boşaltabilir ve kalplerimizi açabilir. | Open Subtitles | رحلة بسيطة إلى الشاطئ يمكن أن تكون كل مانحتاجه لنصفي |
| Orada bir şeytan olabilir yada South Beach'de iki tane. | Open Subtitles | لابد أن هناك كائن شيطاني أو أثنان على الشاطئ الجنوبي |
| Hayvan sahildeki ıslak kumlarda burunlarını rüzgara çevirerek yan yan yürüyor. | TED | الوحش يمشي جانبيا على الرمال الشاطئ المبتلة وأنفه موجه نحو الرياح |
| Böyle bir kumsal tam anlamıyla milyonlarca km devam ederdi. | TED | مثل هذا الشاطئ قد يستمر حرفياً لمئات الملايين من الأميال. |
| Tanrıların sana neler hazırladığını hakikaten bilseydin kumsala gidip, çıplak dans ederdin. | Open Subtitles | لو كنت تعلم بما تخبئه لكَ الآلهة، لخرجت ترقص عاريًا على الشاطئ. |
| Talimatlar, sahilin üst tarafındaki izbe kanyona araçla gitmem yönünde... | Open Subtitles | التعليمات تحدد ان اقود سيارتى الى وادى معزول اعلى الشاطئ |
| Daha hoş bir yere sahili olan bir yere, anlıyor musun? | Open Subtitles | إلى اى مكان لطيف, مثل الشاطئ او ما شابه. اتفهم قصدى؟ |
| Tekneden atladın, karaya çıktın, çocuğun yanına döndün. Çocuk nerede? | Open Subtitles | تقفز من السفينة , تعود إلى الشاطئ , إلى الصبي |