| Çünkü yağ dokunun angigeneze çok bağımlı olduğunu keşfetmiş bulunuyoruz. | TED | لأنه يتضح أن النسيج الدهني, الشحم يعتمد بدرجة كبيرة على تولد الأوعية. |
| Bir fincan un ve bir kaşık yağ için. | Open Subtitles | للحصول فقط على كوب من الطحين وملعقة من الشحم |
| Bir fincan un ve bir kaşık yağ için. | Open Subtitles | للحصول فقط على كوب من الطحين وملعقة من الشحم |
| Kadın, domuz yağı fıçısı. | Open Subtitles | إنّها تشبه حوضاً من الشحم لقد فات الأوان بالفعل |
| Tetiği hala yağlı. Hiç ateşlenmemiş. | Open Subtitles | لازال الشحم في فوهتها لم يطلق بها النار من قبل |
| Saç kremi zamanımızdır, yerimiz, hareketimizdir | Open Subtitles | الشحم هو الوقتُ، المكانُ و لحركةُ |
| Yanılmıyorsam, yeni gri takımımın üstünde yağ lekesi var. Belki de fark etmişsindir? | Open Subtitles | أعتقد أن بدلتي الرمادية بها بقعة من الشحم, هل تلاحظها؟ |
| Yaklaşan kışa hazırlanmak amacıyla, rakunlar, yağ dokusu ve kışlık kürk oluşturmak için çok yemek zorundaydı. | Open Subtitles | لاستعداد لفصل الشتاء كان على الراكون اكل الكثير لكي يقوم بصنع الشحم و الفروا السميك لشتاء |
| İyi ama yağ olmadan da tadını aldığın tek şey domuzun dübürü. | Open Subtitles | حسنا, نعم لكن بدون الشحم... كل مايمكنك تذوقه هو فتحة شرج الخنزير |
| Tuck kardeş, abuk saç kesimli bir yağ fıçısı mı? | Open Subtitles | وهل الراهب "تك" حوضٌ كبيرٌ من الشحم بقصة شعرٍ سخيفة؟ |
| Bütün gün araba tamir ediyorsun, koltuğuma yağ sürüyorsun. | Open Subtitles | اووه , يا رجل أنت تعمل علي السيارات طوال اليوم ستضع الشحم في مقعدي , وتلطخ الشحوم هناك |
| Temeli sodyum karbonatmış, ama kül de olurmuş. Kül ve yağ. | Open Subtitles | الصودة هي الاساس قد تستعمل بالرماد أو الشحم |
| Şu yağ parçası ile, ...yedi ailenin karnı doyar. | Open Subtitles | يستطيع المرء إطعام سبع عائلات بقرص الشحم الصغير ذاك |
| Koca götlü, şişko domuz, yağ tulumu, yarım dünya, dobişko gibi sözler yasak. | Open Subtitles | كلمات مثل, خلفية الخنزير, الخلفية الشحمية كتلة الشحم, الانهيار الطيني, الانهيار الارضي |
| O zaman bu yağ lekesi, dikkatsiz bir memurun eseri olmalı. | Open Subtitles | اذن,بقعة الشحم هذه نتيجة ... ل اهمال موظف ,اليس كذلك ؟ |
| Endişelenme. Fırça ve yağ çözücü ile o işi halledeceğim. | Open Subtitles | لأنا ألاحقه بفرشاة المشواه و معدات ازالة الشحم |
| Fazla para ödersek, kuyruk yağı falan alabiliriz belki? | Open Subtitles | إذا دفعنا اكثر،هل من الممكن ان نحصل على البعض من الشحم او الدهن؟ |
| Elimizde don yağı ile araba süren ve bunu tutacağın üstünde yakan sarhoş bir adam var. | Open Subtitles | لدينا سائق ثمل مع شمعة من الشحم تحترق في موضع الكأس |
| Ve sonra saçlarında, ama biraz yağlı, iğrenç! | Open Subtitles | ثم تمررين يدك علي شعره ولكن ثمة نوع من الشحم إنه مقرف |
| Saç kremi zamanımızdır, yerimiz, hareketimizdir | Open Subtitles | الشحم هو الوقتُ، المكانُ و لحركةُ |
| Harabeden biraz sandık ve kumaş aldım, Donyağı,barut,marangoz araçları ve bazı önemli makaleleri, tabi ki hayatta kalan dostumu da unutmadım, Sem'i. | Open Subtitles | سَلبتُ مِنْ الحطام العديد مِنْ الصدورِ اشكال الملابسِ, الشحم, |
| Farhampton Inn'de hayvansal yağ kullanmayız. | Open Subtitles | "في مطبخ فندق "فارهامبتون لا نطبخ بزيت الشحم |
| Kalp, akciğer, kuzu ciğeri, iç yağıyla kıymalanmış, soğan, ve yulaf ezmesi, hayvan midesinde kaynatılmış. | Open Subtitles | كَبد .. رئة خروف .. لحم مفروم مع الشحم بصل .. |
| Biraz içyağı al. | Open Subtitles | أحضري قطعة من الشحم |