| Onun dışında kurbanla tanışan tek kişi evimde uyuyor. | Open Subtitles | ، غير ذلك الشخص الوحيد الّذي يبدو . بأنّه التقى الضحيّة، ينام بمنزليّ |
| Bu satışta görebileceğin tek kişi bir postacı. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الّذي ستراه على الإطلاق هو رجل البريد. |
| O isimdeki tek kişi sen değilsin. | Open Subtitles | لست الشخص الوحيد الّذي يُسمى بذلك. |
| Gerçekten istediğin bir şey ya da olmak istediğin biri varsa seni engelleyebilecek tek kişi yine sensin. | Open Subtitles | إن كان هنالك شيء تريده بقوّة ...أو تريد أن تصبح شخصًا ما إذًا الشخص الوحيد ...الّذي يقف في طريقك |
| Gelip giden tek kişi buydu. | Open Subtitles | وهذا هو الشخص الوحيد الّذي دخل أو خرج |
| Geceleri bıçağını kapar, kaybolur. Ve arayabileceğim tek kişi Ronnie'ydi. | Open Subtitles | إنـّه يستل سكينه و يتوارى ليلاً ،و الشخص الوحيد الّذي يمكنني اللـّجوء إليه هو (روني). |
| Bana Gil lazım çünkü Van Beber'dan emirleri alan adamın ismini verebilecek tek kişi o. | Open Subtitles | أريد (جل) لأنّه الشخص الوحيد الّذي يعرف هويّة الشخص الطليق في الشارع ويتلقى التعليمات من (فان بيبر) |