| Paranın tüm kötülüklerin anası olduğunu biliyoruz, ama bu Kamboçya'da yeni kötülüklerin oluşmasına engel olmadı. | TED | ونحن نعلم أن المال هو أصل كل الشرور، لكن ذلك لم يمنع الشرور من الحدوث في كمبوديا، في الحقيقة. |
| - Ah, evet, biliyorum, ben tüm kötülüklerin gelecekteki lideri anası duyuyorum dikkate. | Open Subtitles | أوه ، أجل بإعتبار أنني والدة قائد كل الشرور في المستقبل |
| Günlük ekmeğimizi ver, ve kötülük edersek bizi bağışla lütfen. | Open Subtitles | اغفر لنا لمن ظلمناهم و اغفر لأولئك الذين ظلمونا جنبنا المعاصى و الشرور |
| Orası saklı bir vadi, her türlü kötülükten sihirli bir şekilde saklanmıştır. | Open Subtitles | إنه واديٌ مخفي مخفيٌ بالسحر من كل الشرور |
| Bu gürzü armağan etme vesilesiyle sizi tüm kötülükleri yok etmekle görevlendiriyorum. | Open Subtitles | بموجب هذا أعطيك الصولجان ليساعدك في القضاء على كلّ الشرور. |
| Onu kötülüklerden ve tehlikelerden koruyorsun. | Open Subtitles | لقد حميتِها من الشرور والمخاطر التي كانت قد تواجهها |
| Zayıf bir zihindeki kibir her türlü kötülüğü üretebilir. | Open Subtitles | حين يسيطر الغرور على عقل ضعيف، تنتج كل أنواع الشرور. |
| Bütün yalanlar, bütün kötülükler kokar. Üstünü örtebilirsin ama yok edemezsin. | Open Subtitles | و كل الشرور مقرفة يمكنك أن تغطيها لفترة و لكنها لاتختفي |
| Bunu yaparak onu şeytandan koruyamazsınız. | Open Subtitles | لكن لا يمكنك أن تمنع الشر بارتكاب الشرور |
| Tüm kötülüklerin kaynağı kabalığı mazur kılar yanlışları düzeltir, aşağılık birini asilleştirir. | Open Subtitles | مصدر كل الشرور العذر المبتـذل يجعل ظلم المذنبِ ، قاعدة نبيلة |
| Annem derdi ki, bütün kötülüklerin temelinde kabalık yatar. | Open Subtitles | ذلك فقط وقاحة. حسنا أمي كانت تقول دائما، الوقاحة أصل كل الشرور. |
| İşte... Para aşkı gerçekten tüm kötülüklerin anası mı? | Open Subtitles | إذاً، أصحيح أن حب المال هو أساس الشرور كلها؟ |
| En ufak kuşku tohumundan kötülük doğar. | Open Subtitles | من أصغر بذرة من الشك.. تنمو شجرة عظيمة من الشرور المسمومة |
| Ayrıca en büyük kötülük arkadaş canlısı olur. | Open Subtitles | و يقولون إن أسوء الشرور تأتي في هيئة محببة |
| Üç alem ve beş boyutu geçerek insanlara zarar verip, karmaşa ve kötülük yaydınız! | Open Subtitles | لقد قمتم بأذية الناس و سببتم الفوضى بسبب الشرور |
| Karanlık ölüm vadisinden geçsem bile hiçbir kötülükten korkmayacağım. | Open Subtitles | إني أسير في وادي ظلال الموت ليس عليَّ أن أخشى الشرور |
| Seni kötülükten koruyabilecek bir kutu, fakat açma kombinasyonunu bilmiyorsan sakın açmaya çalışma. | Open Subtitles | مثل التي تحميك من الشرور ولكن لا تتجرئي و تفتحيها إلا إذا كنت تعرفين الرمز |
| İnsanoğlunun kötülükleri, yeni Eden'de kendine yer bulamayacak. | Open Subtitles | الشرور البشرية سوف لا يعيش في هذا عدن الجديدة. |
| Bir sürü şey görebilirler, tehlikeli şeyleri kötülükleri ve gömülü hazinelerin yerlerini. | Open Subtitles | و الشرور,ومواقع الكنوز المدفونة |
| Acıktığımda yakarmam. Sadece yaptığım kötülüklerden pişman olurum. | Open Subtitles | فيتحتم عليّ بابتهالات وضيعة أن أتوب عن الشرور الذي ارتكبته |
| Kendinle yaşamayı. Yaptığın onca kötülüğü bilerek. | Open Subtitles | التعايش مع نفسك مع علمك بكلّ الشرور التي فعلتها. |
| Hatırlasınız, tüm kötülükler kutudan çıktıktan sonra, onların peşinden son derece küçük, çok kırılgan bir yaratık da gitmişti dünyaya. | Open Subtitles | تذكر أنه بعد كل هذه الشرور التي فرت من العلبة كان هناك أحد المخلوقات جد صغير، وجد ضعيف الذي تتبعها إلى اصقاع العالم. |
| Bizi günaha iletme, şeytandan uzaklaştır. | Open Subtitles | واصرفنا عن الإغراءات وأبعدنا عن الشرور |
| "Bir sürü kötü var" ne demek bu? | Open Subtitles | "العديد من الشرور" أريد أن أعلم ماذا يعني هذا؟ |
| İnsanların kendilerini değil, onların etrafını saran şeytanların fethi. | Open Subtitles | ..ليس غزو البشرية ..إنما غزو الشرور التي حاصرتهم |