| Şu kızıl saçlı kızdan mı aldın bunları? | Open Subtitles | هل حصلت عليها من الفتاة ذات الشعر الاحمر ؟ |
| Myra'yı seçmezdim, sana perşembe sabahları kahvaltı hazırlayan kızıl saçlı var ya. | Open Subtitles | انا لا اعتقد بانى ربما اخترت ميرا ذات الشعر الاحمر التى تصنع لك الافطار صباح كل خميس |
| Şu kız, kızıl saçlı... ona baktım. | Open Subtitles | تلك البنت ذات الشعر الاحمر ذهبت لاتحقق من هويتها |
| Tatlım, kızıl saç. Kötü şanstır. | Open Subtitles | حبيبتى ، ان الشعر الاحمر هو فأل سئ |
| Kızıl saçlılara pek sıcak bakmaz. | Open Subtitles | - بالله عليك لم يرتاح لصحبة ذوات الشعر الاحمر |
| Bence şikeyi ayarlayan, şu senin izlediğin kızıl saçlı kız. | Open Subtitles | ربما لا يتحول لان يكون افضل شاهد فى العالم ليس هو فقط أراهن ان ذات الشعر الاحمر هى التى قالت لتايلر ان يبيع المباراه |
| Dün geceki kızıl saçlı kız kimdi? | Open Subtitles | من كانت صاحبة الشعر الاحمر الليلة الماضية؟ |
| Ajan Holman benimle kızıl saçlı üvey kızıymışım gibi konuşmayı bırakırsa daha iyi olabilir. | Open Subtitles | ربما قد يستطيع العميل هولمان هناك ان يتوقف عن الكلام معي كأنني ابنة زوجته ذات الشعر الاحمر |
| kızıl saçlı bir dervişi arıyorum. | Open Subtitles | انا ابحث عن الدارويش صاحب الشعر الاحمر |
| kızıl saçlı arkadaşımızla da bağlantısını kuracağız. | Open Subtitles | وهذا يربطه بصديقنا ذي الشعر الاحمر |
| Şu kızıl saçlı fantezinden hiç vazgeçebilecek misin acaba? | Open Subtitles | هل سوف تتجاوز حبك لذوات الشعر الاحمر ؟ |
| Geçen akşamki kızıl saçlı vampir geldi ve- | Open Subtitles | ظهرت تلك الفتاة ذات الشعر الاحمر وقامت... |
| Kimse kızıl saçlı kızı görmemiş. | Open Subtitles | لم يرى أحدهم الفتاة ذت الشعر الاحمر |
| Öyle, bir de kızıl saçlı kıza. | Open Subtitles | نعم والفتاة ذات الشعر الاحمر |
| kızıl saçlı bir dervişten... | Open Subtitles | من الدرويش صاحب الشعر الاحمر |
| kızıl saçlı. | Open Subtitles | الشعر الاحمر. |
| Tatlım, kızıl saç kötü şans demektir. | Open Subtitles | حبيبتى ، ان الشعر الاحمر هو فأل سئ |
| - kızıl saç dışında elbette. - Evet. | Open Subtitles | في ما عدا الشعر الاحمر - أجل - |