| Bununla böbürlenmek istemiyorum ancak seni fazlasıyla uyarmıştım. | Open Subtitles | لا أقصد الشماتة ، لكنني أخبرتك بذلك جيداً |
| O kelimeyi duymayı ne kadar sevsem de, şu an böbürlenmek küçük bir köpeği tekmelemekten farklı olmazdı. | Open Subtitles | برغم عشقي لسماع هذا الرد عادة فإن الشماتة الآن ستكون أشبه بالتنمّر على مهيض. |
| Bu sabah. Beni neşelendirmek, böbürlenmek istemiş. | Open Subtitles | صباحًا، أراد أن يبهجني وأراد الشماتة |
| haset gerçekten bir takım oyunu parçası değildir. | Open Subtitles | الشماتة ليست جزء من العمل الجماعي |
| - haset gidermek için mi geldin? | Open Subtitles | - هل اتيتِ من أجل الشماتة ؟ |
| Üzgünüm, böbürlenme sona erdi. | Open Subtitles | آسف، الشماتة إنتهت |
| - böbürlenmek mi yani? | Open Subtitles | أتقصد الشماتة فيّ؟ |