"الشيء الكثير" - Translation from Arabic to Turkish

    • çok şey
        
    • bir şey
        
    İşimiz bittiğinde söyleyeceği çok şey olacağını düşünmedim. TED لم أعتقد بأن هناك الشيء الكثير الذي سيتحدث عنه عندما ننتهي.
    Ama o kızılderili atı benim için çok şey demek. Open Subtitles لكن ذلك المهر الهندي يعني لي الشيء الكثير
    Bu da çok şey ifade ediyor. Ama onu arayıp yalan söyleyemem. Open Subtitles وهذا يعني له الشيء الكثير لكن لا يمكنني أن أتصل به
    İyi biri olmaya çalışıyorsun, ama bu aşırı bir şey. Open Subtitles تريد أن تكون شخصاً صالحاً، لكنهم يسألونك الشيء الكثير
    Kilise trafiği ve ağaçtaki kedilerden başka kafanı meşgul etmek için yapacak bir şey yok. Open Subtitles وبجانب الكنيسة , والقطط و مراقبة السير كلها هراء , حسناً لا يوجد هنا الشيء الكثير الذي يشغلك ؟
    Hatırlamıyorum bile. Hatırlamaya değecek bir şey değildi. Open Subtitles انا حتى لا اتذكر انا فقط اذكر انني فكرت بانه لا يوجد الشيء الكثير هناك
    Bu yenileme olayı sana çok şey ifade ediyor herhalde. Open Subtitles لابد أن هذا التطوير يعني لك الشيء الكثير
    O Ivy Ligi diplomasının ve Wall Street işinin ve ışıldayan parlak geleceğinin ona bu kadar çok şey ifade etmesinin nedeni buydu. TED لهاذا السبب شهادته من الجامعة القوية وعمله في "وول ستريت" ومستقبله المشرق المنير كانوا يعنون له الشيء الكثير.
    Sizlerden çok şey mi istiyoruz? Open Subtitles هل نطلب الشيء الكثير جدا منكم؟
    -Bu son birkaç gün bana da çok şey hatırlattı. -Ne gibi? Open Subtitles -وكانت تعني الشيء الكثير لي أيضا
    Üzgünüm ama sözcüklerin şu an için çok bir şey ifade etmiyor. Open Subtitles أنا آسف، لكن كلمتك فقط لا تعني الشيء الكثير الآن.
    - Gerçek şu ki, bilecek pek fazla bir şey yok. Open Subtitles الحقيقة أنه لا يوجد الشيء الكثير لتعلميه
    Görünüşe göre karını beceremiyorsun ki bu iyi bir şey, ama aile değerleri Cumhuriyetçiler için önemlidir. Open Subtitles يظن الناس أنك لا تعاشر زوجتك وقد لا يهمهم الأمر غير أن الإستقرار العائلي يعني الشيء الكثير للجمهوريين
    Bir kaç şeytantırnağı dışında ben de bir şey bulamadım. Open Subtitles بصرف النظر عن بعض السأفات، سأفة: جزء من الجلد متدلٍ بجانب الظفر. أنا لم أقدر على إيجاد الشيء الكثير أيضاً.
    İlk sene pek bir şey bulamadık ama garip bir şekilde yavaş yavaş farkettik. Open Subtitles لم نكتشف الشيء الكثير في السنة الأولى ولكن وبشكل غريب, كانت أهمية ذلك تقل أكثر فأكثر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more