|     Santral, İl Sağlık Bölümü'nü bağlayın. Bu acil bir durum.     | Open Subtitles |      عامل القسم ، إعطيني قسم محافظة الصحّة إنها حالة طارئة     | 
|     Hey, dostum, bunu Sağlık bakanlığına rapor etmememi umsan iyi olur.     | Open Subtitles |      يا صاح لتأمل أنني لا أبلّغ عن هذا إلى وزارة الصحّة     | 
|     Evlat edinme kurumu çıkmaz sokaktı ama Sağlık Bakanlığı'nda cazibemi kullandım.     | Open Subtitles |      لمْ أتوصّل لشيء مع الوكالة لكنّي مارست سحري مع وزارة الصحّة     | 
|     sağlığı arttırma henüz denenmedi, bu gerçekten de hiç yapmadığımız şeylerden biri.     | Open Subtitles |      لم يتم تجربة رفع الصحّة بعد، إنّها حقاً واحدة من اﻷشياء التي لم نقم بها.     | 
|     Bunun ne anlama geldiğini bilmiyorum ama sağlıklı bir şey olmadığı kesin.     | Open Subtitles |      لا أوقن إلامَ يشير ذلك تحديدًا، لكنّه قطعًا لا ينبئ بسلامة الصحّة.     | 
|     Bugünden itibaren, iyi günde kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta, ölene dek...     | Open Subtitles |      من هذا اليوم و صاعداً , في السرّاء و الضرّاء في الصحّة و المرض , حتى يقوم الموت     | 
|     Sağlık ihlalleri, hayvanlara şiddet.. ..ve korkutma suçlarına dair şikayetler aldık.     | Open Subtitles |      وردتنا بلاغات عن انتهاكات لقانون الصحّة وقسوة ضد الحيوانات وجناية الترويع.     | 
|     Fakat Afrika çok farklı Sağlık sorunları, gelir düzeyleri ve eğitim seviyeleri olan bir kıta,      | TED |      ولكنّ إفريقيا قارةٌ متنوعة، ففيها تباينٌ واسع في الصحّة والغِنى والدَّخل والتّعليم.      | 
|     Zamanımızın en önemli Sağlık sorunlarından birini çözmeye yaklaşıyoruz: HIV'i yok etmek.      | TED |      يقترب العالم لتحقيق أهمّ أهداف الصحّة العامّة لهذا اليوم: وهو القضاء على فيروس نقص المناعة البشريّة.      | 
|     Onu müşahede altında tutmama izin veren Sağlık Kanunu çerçevesinde bazı belgeler hazırladım.     | Open Subtitles |      لقد جلبتُ بعض الأوراق التي تخوّلني حجزها تحت إشراف مركز الصحّة العقلية     | 
|     Burada 3 çocuğumuz oldu. İngiliz Sağlık hizmetleri olan NHS sayesinde doğurdum.     | Open Subtitles |      حَسناً، كَانَ عِنْدي هم كُلّ على مؤسسة الصحّة العامةِ، التي مؤسسة الصحّة العامة البريطانية.     | 
|     İnsanlar ulusal Sağlık hizmetinin zayıflatılmasını ya da yok edilmesini kabul edemezdi.     | Open Subtitles |      هم لا يَقْبلوا التدهورَ أَو دمار مؤسسة الصحّة العامةِ.     | 
|     İngiliz Sağlık hizmetleri olan NHS sayesinde doğurdum.     | Open Subtitles |      حسناً كانوا عندي كلهم على مؤسسة الصحّة العامة مؤسسة الصحّة العامة البريطانية     | 
|     Hayır, bir antidotumuz yok. Sağlık departmanından bir şey istedim ve kurye şu anda yolda.     | Open Subtitles |      لا شيء لدينا هنا لكنني طلبت شيئاً من دائرة الصحّة العامّة     | 
|     Hayır, Dünya Sağlık Örgütü yani. Kendisi bir immünolojist.     | Open Subtitles |      كلا، منظّمة الصحّة العالميّة إنّه خبير فى علم التحصين ضد الأمراض     | 
|     Dünya Sağlık Örgütü. Kendisi bir immünolojist.     | Open Subtitles |      منظمة الصحّة العالميّة إنّه عالم في المناعة     | 
|     Ruh sağlığı hukukuna göre hastanede kalış süremi maksimum yasal cezamın üçte ikisine uzatamadılar.     | Open Subtitles |      لمْ يُعيدوني إلى قسم الصحّة النفسية القانونيّة خلال ثلثَيّ الفترة القصوى لعقوبتي لذا خرجت.     | 
|     Savaş yüzünden oluşan diğer akıl sağlığı sorunlarını da.     | Open Subtitles |      إصابات دماغيّة رضيّة. وغيرها من مشاكل الصحّة العقليّة التي تنتج عن المعارك.     | 
|     Bir akıl sağlığı uzmanı olarak travmanın psikolojik belirtilerini ortaya koyma konusunda kalifiyeyim.     | Open Subtitles |      كخبيرة في الصحّة النفسيّة و العقليّة أنا مؤهّلة لأن أميّز الأعراض النفسيّة للصّدمة هل أنتِ مؤهّلة في قراءة العقل ؟     | 
|     sağlıklı olduğun için ne kadar şanslısın bilmiyorsun.     | Open Subtitles |      أنت لا تعرفين كم أنت محظوظة بنعمة الصحّة.     | 
|     En azından beş dakika. Dışarıda sekiz dakika kalmak sağlıklı birini öldürür.     | Open Subtitles |      ثمان دقائق في الخارج كافيةٌ لقتل شخص في أتم الصحّة     | 
|     sağlıkta fakirler. Yemek seçimlerinde fakirler.     | Open Subtitles |      هم فقراء في الصحّة و فقراء في خيارات الأطعمة،     |