| Gülümseyin ve bir gün bir ATM'de durdu. soyuldu ve... | Open Subtitles | وفي يوم ما توقف عند الصراف الآلي وقد تمت سرقته |
| Bakın, tüm bildiğimiz that bu 8 vak'a dan 5 i sizin şubenizin ATM sinden para çekti işlem fişlerine göre makineyi | Open Subtitles | كل ما نعرفه أن 5 من 8 من الضحايا أخذوا وصل من الصراف الآلي بناء على أوراق المعاملات للصراف كلهم استخدوا الآلة |
| Bak sen küçük aile işinizde kendi ATM kartlarınızı yapıyorsunuz. | Open Subtitles | حسنا, انظر الى عمل العائلة تصنع لنفسك بطاقات الصراف الآلي |
| Bak sana ne diyeceğim ATM'den çekilen görüntüleri ekrana getirsene. | Open Subtitles | حسناً, دعيني أفكر إسحب لي صور الكاميرا لذلك الصراف الآلي |
| Anlaşılan söz konusu gecede bankamatiğe uğramışsın. | Open Subtitles | يبدو أنك زرت الصراف الآلي في الليلة المشكوك فيها |
| ATM kartını sokmuş. Sonra 1 dakikalık beklemenin ardından makine kartı yutmuş. | Open Subtitles | أدخل بطاقة الصراف الآلي الخاصّة به، ولكن بعد حوالي دقيقة من الخمول، |
| Yani seni kişisel ATM'si gibi kullanmasına izin vereceksin öyle mi? | Open Subtitles | إذن نحن سنستمر، و ندعه يستغلك كماكينة الصراف الآلي الخاصة به. |
| Maastricht şehrinde bulunan tüm ATM'lerin yerlerini gayet iyi biliyoruz. | TED | ونحن نعلم تماما اين هي جميع أجهزة الصراف الآلي حول مدينة ماستريخت. |
| ATM'ler, yani bankamatiklerin bankacılar açısından iki telafi edici etkisi oldu. | TED | كان لأجهزة الصراف الآلي تأثيران موازيان على العاملين في البنوك. |
| ATM'ler sizinle konuşacak ve başka kimse duymayacak | TED | أجهزة الصراف الآلي التي تخاطبك لا أحد غيرك يسمعها |
| Pekâlâ, biliyorsun ki ATM'lerden tek seferde $300 çekilebiliyor bu yüzden de kalan 100'ü senden çek olarak alacağım. | Open Subtitles | حسناً، تعلمين أن الصراف الآلي لا يسمح بسحب أكثر من 300 دولار دفعةً واحدة لذا سآخذ شيكاً بالمئة دولار الأخرى |
| ATM'den para çekmedi. Kredi kartlarına dokunmadı. | Open Subtitles | لا سحوبات من الصراف الآلي لم يمس بطاقتة الإئتمانية |
| O ATM nin kullanıcılarından ve bankada çalışanlardan, hepsi temiz çıktı. | Open Subtitles | و نفس الشيء لزبائن الصراف الآلي و موظفي البنك كلهم كانوا لا يملكون البروميسن |
| Orada, ATM kartına uyan dört sayı göreceksiniz. | Open Subtitles | سترى أمامك أربعة أرقام مثل أرقام بطاقة الصراف الآلي |
| Neredesin? Chad'i takip ediyorum, biraz önce bir ATM'nin önünde durdu. | Open Subtitles | أتبع تشاد, توقف لتوه عند ماكينة الصراف الآلي |
| Olympic and Hope'da bir ATM önünde vuruldu. | Open Subtitles | لقد قُتل بالرصاص عند ماكينة الصراف الآلي على تقاطع اولمبيك وهوب. |
| İshafan, neden bir ATM'de, cebinde 40 dolar olan birisini soysun ki ? | Open Subtitles | لم يقوم جماعة اصفهان سرق شخص من أجل 40 دولارا عند الصراف الآلي ؟ |
| Her hafta gerceklesen bu olaya, sadece Arbitrum ATM'de bulunan kameralar sahitti. | Open Subtitles | الشاهد الوحيد على هذا الحدث الأسبوعي كانت الكاميرا الرقمية، في ماكينة الصراف الآلي لشركة البريد الخاصه. |
| ATM cameralarini taramaya basladim, örnek bir kayit bulmak için | Open Subtitles | وبدأت بعمل مسح لتسجيلات الكاميرا الخاصة بماكينة الصراف الآلي. أبحث عن شيء معين. |
| Çarşamba, perşembe ve cuma günü bankamatiğe gitmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | لذلك كان علي الذهاب إلى الصراف الآلي يوم الأربعاء والخميس والجمعة. |
| Bence bankamatik şifren doğum tarihindir. | Open Subtitles | أراهن أن رقمك السري لإستعمال حسابك في الصراف الآلي هو تاريخ ولادتك |
| Galiba birinin bankamatikten para çekmesi gerekiyor. Evet, öyle yapacağımı düşünüyor olabilirsin. | Open Subtitles | يبدو أن أحدهم يجب أن يذهب إلى جهاز الصراف الآلي. |
| Büyük ihtimalle en iyi nokta para çekme makinesi. | Open Subtitles | أجل ماكينة الصراف الآلي هي الأفضل |