| Devasa hamamböceği saldırmadan önceki o sesi kim unutabilir ki? | Open Subtitles | من يستطيع أن ينسى ذلك الصوت قبل هجوم الصرصور العملاق |
| Benjer Cockroach(hamamböceği) ve kırmızı gözlü başbelaları ele geçirene kadar. | Open Subtitles | إلى أن اصبح بنجر اللوطى مسئولا عنهم بعينيه الحمراء مثل الصرصور |
| Aynı lanet bisküvide, aynı lanet hamamböceği. | Open Subtitles | الصرصور الميت ذاته في الكعكة اللعينة ذاتها |
| Öldür şu hamamböceğini! | Open Subtitles | - اقتل هذا الصرصور - لماذا؟ لماذا فعلت هذا؟ |
| O bir hamam böceği gibi. Ne zaman üstüne basmaya çalışsan, kaçıyor. | Open Subtitles | انه مثل الصرصور , كلّ مرّة نحاول الدهس عليه , فينزلق بعيداً |
| Demek istediğim, hamamböceği, New York'un resmi olmayan maskotu değil mi? | Open Subtitles | أليس الصرصور هو التعويذة الغير رسمية لـ " نيويورك " ؟ |
| Aradığımız cevap, bu hamamböceği broşunun kime ait olduğunu bilmek. | Open Subtitles | لإجابة ذلك علينا معرفة لمن مشبك الصرصور هذا |
| Küçücük yarığına saklanan bir hamamböceği olsan bile. | Open Subtitles | حتى لو زحفت بعيداً مثل الصرصور في أصغر شق |
| Westlake'i tanırım. O hamamböceği buraya gelecek. | Open Subtitles | انا اعرف ويست لا هذا الصرصور سوف يكون هنا |
| Eminim ki günde milyonlarca hamamböceği yumartası yutuyoruz. | Open Subtitles | أنا متأكدة أن كل منا التهم دستات عديدة من بيض الصرصور اليوم |
| Kız kardeşimi bırak, seni kabuklu hamamböceği | Open Subtitles | أطلق سراح أختي, أيها المدعم بقشور الصرصور |
| Şu hamamböceği problemini bir an önce kökten temizlemem gerekiyor! | Open Subtitles | أنا ذاهب لحل مشكلة الصرصور ! مره واحده و إلى الأبد |
| Bu yüzden taşıyıcının peşinden gittik. hamamböceği. | Open Subtitles | لذا ذهبنا بعد ناقله الصرصور المشترك. |
| Bock, vur şu hamamböceğini. | Open Subtitles | بوك ، أطلق النار على هذا الصرصور |
| Bir hamamböceğini bir enjektörle nazikçe uyutmak. | Open Subtitles | وضع الصرصور بلطف إلى النوم بإبرة المحنث |
| Bu hamamböceğini öldürmek o kadar kolay değil. | Open Subtitles | تحتاج اكثر من ذلك لقتل هذا الصرصور |
| hamam böceği, eğer isteseydi uçabilir veya kaçabilir ama istemiyor. Çünkü zehir onun yürüme motivasyonunu elinden alıyor; o kadar. | TED | بإمكان الصرصور أن يذهب أو يطير أو يجري إذا اختار ذلك، ولكنه لا يختار ذلك، لأن السم يقيد دافعيته للحركة، فقط هذا الأمر. |
| Ta ki hamam böceği Benjer'le, Kızıl Gözlü Haylaz tarafından devir alınana kadar. | Open Subtitles | إلى أن اصبح بنجر اللوطى مسئولا عنهم بعينيه الحمراء مثل الصرصور |
| Bu böcek, kılımsısolucanın ya da at kılı solucanının larvasını yuttu. | TED | ابتلع هذا الصرصور يرقة الدودة المعقدة جدًا أو دودة شعر الخيل. |
| Tanıdığım hamamböceğine göre mavi ruj sürmüş olabilir. | Open Subtitles | طبقا الى رجل هذا الصرصور فهي من الممكن أنها تستخدم أزرق الشفاة |
| Evet, kitapta hamamböcekleri konusu özgür iradenin güzelliği çerçevesinde insanların çirkinliğini temsil eder. | Open Subtitles | نعم , الصرصور , يمثل البشاعه في الانسانيه المحاطه بالجمال في الاراده الحره |
| cırcır böceği, yüzme havuzu gibi bir su kaynağına ulaştığında suya atlıyor ve boğuluyor. Solucan ise, çekirgenin ölü bedeninden sıyrılıp dışarı çıkıyor. | TED | وعندما يقترب الصرصور من كتلة مائية، مثل بركة السباحة هذه، فإنه يقفز فيها ويغرق، وتتلوى الدودة في طريقها للخروج من جثة الانتحاري الذي احتواها. |
| Tarihsel olarak, hamamböceğinin haksız bir şekilde geri planında kalmış ve değeri anlaşılamamıştır. | Open Subtitles | مستخف به تاريخياً, وطغى على سمعته ظلماً الصرصور المنزلي. |
| Hâlâ yemek yiyorsun! Hamamböceklerine dokunma. | Open Subtitles | أنت مازلت تاكل أمسح يدك بعد قتلك الصرصور |