| Bu şekilde komik durumdayken seni ciddiye almak gerçekten zor. | Open Subtitles | اتَعْرفُ، من الصعبُ جداً أَخْذك بجدية وأنت ترتدي هذا الزي المضحك أوه، ها أنت هنا، أُمي |
| Hayır, onun başka takımda oynamadığını seyretmek bana zor geliyor. | Open Subtitles | لا، أنهُ منّ الصعبُ بالنسبة ألي مُشّهدَتها أن ألا تلعب للفريق آخر |
| Tedaviye iyi cevap veriyor, ama bilirsin, bunu söylemek zor. | Open Subtitles | حسنٌ , إنه يستجيب جيداً للعلاج لكن , كما تعلم , نوعاً ما من الصعبُ قول هذا |
| zor olan şey ne size söyleyeyim..., ...son yokuşta sizi birisi geçerken onu seyretmektir. | Open Subtitles | ،سأخبرُك ماهو الصعب الصعبُ هو مشاهدتُك تخسر بالتل الأخير |
| zor olan şey gereğini yapmadığınız için kaybettiğinizi bilmektir. | Open Subtitles | الصعبُ هو أن تخسر وأنت تعلم .بأنك لم تقم بما يكفي |
| Demek istediğim - sen burdayken rahat olmam biraz zor. | Open Subtitles | أنا أقصد أنه،أنه من الصعبُ جداً أن أكون رقيقُ عندما تكونين... |
| -Söylemesi zor | Open Subtitles | هذه المُده من الصعبُ التنبؤ بِها. |
| İnanması senin için zor olabilir, Alexandra. | Open Subtitles | لربما من الصعبُ عليكِ تصديق ذلك، (آليكساندرا) |