| Oyunda, Atina kadınları savaştan sıkılmış, eşleri barış ilan edinceye kadar seks grevine girmişlerdir. | TED | في هذه المسرحية، تسئم نساء أثينا من الحرب وتقمن بإضرابٍ جنسي حتى يعقد أزواجهن الصلح. |
| - ve barış masaya getirmek - - Ne? | Open Subtitles | هذا بدون ذكر سُمعتك العادلة المحايدة ، و تجعلهم يأتون إلى طاولة الصلح |
| Onun yerine barışma yemeğine ne dersin? | Open Subtitles | ماذا عن عشاء الصلح بدلا عن ذلك؟ |
| Tamam, eğer şu harika beyaz deri koltukta şu anda barışma seksi yapmamızı önerirsen birkaç dakika düşünüp muhtemelen hayır derdim. | Open Subtitles | أجل,حسناً,لو اقترحت أن نمارس جنس الصلح الآن على هذه الأريكة الجلد البيضاء الرائعة ،لكنت سأفكر بشأن الأمر لعدة دقائق وبعدها ربما سأقول لا |
| En azından, Uzlaşma yapamıyorsanız. | Open Subtitles | لو لم يتم الصلح بعد |
| Barışmak için iki tarafında bunu istemesi gerekir ve ben bunu istemiyorum. | Open Subtitles | الصلح يقتضي على أن يكونا الشريكان يريدون ذلك، وأنا لا أريد ذلك |
| Peki. Ama istemezse, barışması için onu zorlamayacağım. | Open Subtitles | حسناً، ولكنني لن اجبرها على الصلح إن لم ترد هذا |
| Reynald ve tapınakçılar Kralımızın barış anlaşmasına leke düşürmüşlerdir. | Open Subtitles | رينالد وبمساعدة فرسان المعبد كسروا معاهدة الصلح التى عقدها الملك |
| Kali'nin oğulları dişi aslanlarla barış yapmaya çalışıyor. | Open Subtitles | أبناء كالي يحاولون عقد الصلح مع اللبوؤات |
| barış istiyorsanız, bize yardım edebilecek tek dünyalıyı öldürmeyecektiniz. | Open Subtitles | لو كنتم تريدون الصلح ما كان حرياً بكم قتل الأرضيّة الوحيدة التي كان يمكنها مساعدتنا |
| Dünyalılarla barış yapmak hayatta kalmanın tek yolu. | Open Subtitles | الصلح مع الأرضيين هو الطريقة الوحيدة التي يمكن لنا أنْ نعيش بها |
| Ama kızınla konuştuktan sonra, sana bir barış eli uzatmak zorunda hissettim. | Open Subtitles | لكن في النقاش مع ابنتك كنت مضطرا لتقديم يد الصلح |
| barışma seksi - Ne dedi ? | Open Subtitles | رأيت ذلك ، جنس الصلح |
| barışma seksi yaptık. | Open Subtitles | . و جنس الصلح حتى |
| - Evet, Uzlaşma | Open Subtitles | -أجل، الصلح يا (جايسون ) |
| Barışmak için geldiysen berbat bir başlangıç yaptın. | Open Subtitles | إن كنت تقصدين الصلح بهذا فقد بدأت بداية سيئة جداً. |