| Görünüşe göre bunu zor yoldan yapacağız. | Open Subtitles | يبدو أنّنا علينا أن نفعل الأمر بالطّريقةِ الصّعبة. |
| Bir şeyleri zor yoldan elde etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | ،اضطررت لأتعلّم هذا بالطّريقة الصّعبة وأخشى أنّك لم تتعلّم أيّ شيء على الإطلاق ليس مذ أن قرّرت العودة |
| C.A. : Son bir sorum var. Birçok insanın kafasını karıştıran, bilincin zor sorunsalı denen şey var. | TED | سي . إيه . : إذا لديّ سؤال أخير . هناك يُسَمَّى المسألة الصّعبة للوعي، ذلك يحيّر الكثير من النّاس . |
| Boşuna bilincin zor sorunsalı denmiyor. | TED | آر . إس . : إنها لا تُسَمَّى المشكلة الصّعبة للوعي دون مقابل . |
| Bu zor görev size düştü. | Open Subtitles | هذه المهمّة الصّعبة قد آلت إليكم |
| Bu zor görev size düştü. | Open Subtitles | هذه المهمّة الصّعبة قد آلت إليكم |
| Sekiz ay boyunca yağmur yağmayacak, ve zaten zor olan yaşam giderek daha da zorlaşacak. | Open Subtitles | لذا ستصبح الحياة الصّعبة أكثر صعوبة |
| Bunu zor Yoldan Yapmamız Gerekebilir. | Open Subtitles | علينا القيام بهذا بالطريقة الصّعبة |
| zor durumlarda uzlaşma sağlamak. | Open Subtitles | تتسببين بالإحراج في الحالات الصّعبة |
| zor yaşam bizleri çiğniyor ayakları altında. | Open Subtitles | الحياة الصّعبة لا تنفكّ تدوس علينا |
| Bu zor yaşamı uzun süredir sürdürüyoruz.. | Open Subtitles | نحن نلعب "الحياة الصّعبة" لفترة طويلة |
| Ama zor bir durumdayım sanırım. | Open Subtitles | بإمكاني تحقيق الأمور الصّعبة |