| Daimi bir sis bulutu arkasında saklanan, kimsenin görmediği ve kimsenin ayak basmadığı bir ada. | Open Subtitles | جزيرة، مخفية بالتجمع الضبابي. لم ترى مثلها عينا بشرية ولا سارت عليها أقداما بشرية من قبل |
| Veya ses makinesi. Hani şu sis düdüğü sesi çıkaran. | Open Subtitles | أو ماكينة الصوت هذه مع صوت البوق الضبابي هذا |
| sis içindeki Moroccan Havaalanı düşündüklerini söyleyemeden birbirlerine bakan iki insan. | Open Subtitles | في المطار المغربي الضبابي شخصان يقفان متقابلان وغير قادرين عن التعبير عن بما في عقولهما |
| Arkadaki bulanık şeyi görebilirsiniz. | TED | يمكنكم رؤية الشيء الضبابي في الخلفية. |
| Şu bulanık şimşeğin altından. | Open Subtitles | نعم, من هذا المكان الضبابي في الأسفل |
| Şu sis duvarını nasıl kaldıracağımızı çözemedik hâlâ. | Open Subtitles | لازلنا لم نكتشف كيف بامكاننا اسقاط الحاجز الضبابي بعد |
| Doğudan size doğru ilerleyen sis tabakasına dikkat edin. | Open Subtitles | راقبوا الاجواء بسبب هذا الركام الضبابي مخبأ في الشرق ...الان , خلال ذلك |
| Mesela bu hain ve sonra sis düdüğü... | Open Subtitles | لدينا المزقزقة. ثم البوق الضبابي. |
| Ama bu sis duvarı nereden geldi? | Open Subtitles | ولكن من اين اتى هذا الحائط الضبابي ؟ |
| - Evet. Dışarıda sis var. Hava biraz nemli. | Open Subtitles | -كما تعلم، الجو الضبابي كئيب بعض الشيء . |
| sis duvarının olduğu yerdeki. | Open Subtitles | نحو الجدار الضبابي |
| - Önümdeki bulanık şey de ne? | Open Subtitles | ما هذا الشيء الضبابي في الأمام؟ |
| Kafam biraz bulanık. | Open Subtitles | أنا مجرّد صغير الضبابي الآن. |