| Tamamen Sıkıntıdan dolayı başka bir sınıfa geçmeyi talep ettim. | TED | ومن شدة الضجر والملل، طلبت أن يتم تحويلي إلى صفّ آخر. |
| Tatlım eğer buna cevap verirsem, bahse girerim yarım saat boyunca Sıkıntıdan patlarız. | Open Subtitles | عزيزتي، لو لدي الجواب لهذا السؤال لراهنت اننا سنموت من الضجر في خلال نصف ساعة |
| sıkıntı çok itici olmaya başlar ve duyarsızlık çok olumsuz olur -- bir şey yapıyormuş gibi hissetmezsiniz, yetenekleriniz kullanmazsınız, meydan okuma yoktur. | TED | ويبدأ الضجر في أن يصبح منفرًا جدًا وتصبح اللامبالاة سلبية جدًا لا تشعر بأنك تفعل أي شيء لا تستخدم مهاراتك وليس هناك تحدٍ |
| Nihayet biraz maskaralık. sıkılmaya başlamıştım. | Open Subtitles | أخيراً ، بعض المرح ، لقد كنت قد بدأت فى الضجر |
| Bored to Death de yasak. | Open Subtitles | ـ لا مزيد من الضجر حتى الموت |
| Her kaybeden sıkılır. | Open Subtitles | حتى الضجر لو لم يكن هناك إنتصاراتِ |
| Artık sıkılmak yok ve rutin aktiviteleri terketme zamanı geldi. | Open Subtitles | لا مزيـد من الضجر هذا سيسمح لهم بممارسه أنشطتهم الأخرى |
| SıkıIdım ama. | Open Subtitles | الضجر الآن |
| Savaş sırasında orada yaşamak zorundaydım ve çok sıkıldım. | Open Subtitles | اضطررت للعيش هناك اثناء الحرب واصابنى الضجر منها بشكل شنيع |
| Macera istiyorum. Birinin gelip beni alıp can sıkıcı bir eve götürmesini bekleyemem. | Open Subtitles | أريد المغامرة, لن أنتظر ذهابى إلى منزل يملؤه الضجر |
| Bunlarda oturmak zorunda kalsaydım can sıkıntısından ölebilirdim. | Open Subtitles | لو كان على أن أجلس وسط كل هولاء, الضجر سوف يقتلنى |
| Sıkıntıdan ölmez ama karnındaki bir kurşundan ölebilir. | Open Subtitles | حسناً فإنّه لم يكن يحتضر هناك ... من الضجر لقد كان يحتضر بسبب رصاصة بمعدته |
| Sıkıntıdan ölecektim neredeyse. | Open Subtitles | فتقريباً كدتُ أموتُ من الضجر.. |
| O olmasaydı Sıkıntıdan ölürdüm. | Open Subtitles | إن لم يكن هو لكنت مت من الضجر |
| Sıkıntıdan ölmekten iyidir. | Open Subtitles | هذا أفضل من الموت من الضجر _. أنا.. |
| Sıkıntıdan ölürsün. - Hiç de değil. | Open Subtitles | ، سيصيبكَ الضجر ُ سريعاً - ليس تماماً - |
| Pek farklı olmazdı zaten. Her halükarda sıkıntı içinde, kısıtlanmış biri olurdum. | Open Subtitles | لن يحدث تغيير كبير لقد تعبت وأصابنى الضجر |
| Altı hafta sonra ikilinin, penguen komşularından sıkılmaya başladığının belirtileri görülüyor. | Open Subtitles | بعد ستة أسابيع، تظهر أولى علامات الضجر المحتملة على الإثنين من جيرانهم البطاريق |
| Bored to Death iptal oldu. | Open Subtitles | لقد الغوا الضجر حتى الموت |
| Beklenmedik şeyler olmadıkça insanlar sıkılır. | Open Subtitles | بدون المجهول ، يُصيب الناس الضجر |
| Mevzu Bayan Donati olduğunda sıkılmak korktuğum son şey olur. | Open Subtitles | عندما يأتي ذلك لىنسة دوناتي الضجر هو اخر شيء اخافه |
| SıkıIdım. | Open Subtitles | الضجر الآن |
| Üşüdüm, ayrıca sıkıldım. | Open Subtitles | أَنا أشعر بالبرد و الضجر |
| Yavaş yavaş can sıkıcı ve zonklayan bir ağrı haline gelir. | Open Subtitles | في وَهدَة معدتك ثم يزداد شيئاً فشيئاً حتى الضجر |
| Sanki bir milliyetçi tarafından ya da can sıkıntısından ölmem çok umrundaymış gibi! | Open Subtitles | كما أنت مطمئن ماإن كنت سأقتل بواسطة القوميون او بسبب الضجر. |