| üst sınıf liderleri, dokunulmazlardan birinin evine gidip çay veya su içmez. | TED | لا يذهبُ زعماء الطبقة العليا لمنازل الطبقة المنبوذة، ويحتسون الشاي أو الماء. |
| Bakalım, silahlı soygunu üstüme yıktı ama üst sınıf vergi indirim için yanıp tutuşuyorum. | Open Subtitles | لقد ورطني في قضية سطو مسلح لكن يزعجني أمر اقتصاص الضرائب من الطبقة العليا |
| İngiliz ve Yerli üst tabaka ve alt tabaka, özgür olanlar ve köleler tüm dünyaya bizi bir örnek yaparak hayrete düşürecek ve ilan edecek: | Open Subtitles | ، الإنجليز و الهنود الطبقة العليا و العمال ، و الأحرار و العبيد و يجعل منا |
| Bu çok saçma. üst tabaka asla düzenini değiştirmeyecek. | Open Subtitles | هذه سذاجة، إن الطبقة العليا لن تتغير من تلقاء نفسها |
| Yılın sosyetik budalası olabilmek için kendilerini vurmak zorundalar. | Open Subtitles | عليهم أن يطلقو النار على أنفسهم ليصبحو أغبى رجال الطبقة العليا |
| Onlar üst düzey şeytanlar, bu yüzden onlar uzun süre donma olmaz. | Open Subtitles | هم شياطين من الطبقة العليا لذالك لايبقون مجمدين فترة طويلة. |
| Leydi Catherine'e sık sık söylediğim gibi kızı bir düşes olmak için doğmuş, çünkü o, üst sınıfın bütün üstün lütuflarına sahip. | Open Subtitles | لقد لمحت للايدي (كاثرين) أن ابنتها ولدت لتكون دوقة لأن لديها كل مواصفات الطبقة العليا |
| Baban kendini bir toprak ağası olarak görüyordu ve Stoke isminin üst sınıf ailelere uygun olmayacağını düşündü. | Open Subtitles | لقد إنقرضوا جميعاً والدك أراد أن يكون مالك أراضي ريفية و لم يكن يظن أن إسم ستوك سيلقى تقبلاً من عقاريي الطبقة العليا |
| Oxford Üniversitesi'nde geçirdiği bir dönemden sonra sahte bir üst sınıf aksanıyla eve döndü ve poturlarla topuklu binici çizmeleri üzerinde çalışmaya başladı. | Open Subtitles | بعد قضاءه فترة في جامعة أكسفورد عاد إلى منزله متحدثاً بلهجة أبناء الطبقات الراقية مرتدياً ملابس أبناء الطبقة العليا |
| Alt sınıf ve üst sınıf arasında sıkışmışız. | Open Subtitles | نحن أبناء الطبقة الوسطى.. الذين يتوسطون ما بين الطبقة العليا و الدنيا. |
| 'Biz alt sınıf ile üst sınıf arasına sıkışmış...' '...orta sınıflı insanlarız.' | Open Subtitles | "نحن أبناء الطبقة المتوسطة.." "الذين يتوسطون ما بين الطبقة العليا و الدنيا." |
| Evine gittiğimde daha fazla şaşırdım, çünkü üst sınıf liderleri -erkekler, evinde oturuyor, çay ve su içiyorlardı ki bu Hindistan'da çok nadir olur. | TED | عندما ذهبتُ لمنزلها، لقد دهشتُ أكثر، لأن زعماء الطبقة العليا من الرجال، كانوا يجلسون في منزلها، ويحتسون الشاي والماء، وهذا أمر نادر حدوثه في الهند. |
| domuzların üst sınıf olduğu tarihteki ilk devrim bu olacak. | Open Subtitles | هذا سَيصْبَحُ الثورة الأولى في التأريخِ... عندما كانت الخنازير هي الطبقة العليا |
| Aynı gün, bütün üst tabaka insanları gördüm. | Open Subtitles | في ذلك اليوم . رأيت ناس من الطبقة العليا |
| Bu üst tabaka insanların kim olduklarını merak ediyorsun, değil mi? | Open Subtitles | كنتاتساءل هو شخص من الطبقة العليا ، صحيح ؟ |
| üst tabaka ise parçalanmış tuğla ve kil. | Open Subtitles | الطبقة العليا هي صخر زيتي محطم و طوب |
| üst tabaka için magnezyum. | TED | المغنيسيوم في الطبقة العليا |
| Görünüşe göre, 127. "Yılın sosyetik Budalası" yarışmasında bizleri harika bir öğleden sonra bekliyor. | Open Subtitles | يبدو بأننا سنكون ...في ظهيرة رائعة للرياضة في النسخة ال127 من عرض أغبى رجل من الطبقة العليا في العالم |
| Birinci ve yılın sosyetik budalası: | Open Subtitles | أغبى رجل في الطبقة العليا هذه السنة |
| üst düzey adamlar daha alttakilere ilim irfan aktarır. | Open Subtitles | أصحاب الطبقة العليا يمرون بتقاليد الطبقات الدنيا |
| Ancak tahıl sıkıntısı kısa sürede senatonun üst düzey üyelerinin de kulağına geldi. | Open Subtitles | لكن أخبار نقص مخزون الحبوب سرعان ما بلغت مسامع أعضاء الطبقة العليا في مجلس الشيوخ |
| Leydi Catherine'e sık sık söylediğim gibi kızı bir düşes olmak için doğmuş, çünkü o, üst sınıfın bütün üstün lütuflarına sahip. | Open Subtitles | لقد لمحت للايدي (كاثرين) أن ابنتها ولدت لتكون دوقة لأن لديها كل مواصفات الطبقة العليا |