| Eğer istersen arabada biber gazı var. Şakaydı, çünkü alt tarafı bir davul çemberi. | Open Subtitles | في السيارة إذا كنت تريد أنا أمزح ، بسبب وجود دائرة الطبلة |
| davul ritmleri ve tekdüze bass çizgileri, bizi iffetsiz hareketlere ayartır. | Open Subtitles | ايقاعات الطبلة و خطوط الباس الوترية تجذبنا نحو التصرفات الفاسقة |
| Sen ve ben teke tek, etrafta kimse olmadan senin götünü Kızılderili davulu gibi tokatlarım. | Open Subtitles | وجها الى وجه , لا أحد آخر حولنا سوف اضرب مؤخرتك مثل الطبلة الشيروكي |
| - Hey, sen. Çıkar o davulu başkanın odasından. | Open Subtitles | -أنت ، أخرج هذه الطبلة من مكتب العمدة |
| Ailem ve ben daha hafif ve taşıması benim için daha kolay olacak bir trampet düzeneği tasarlamak için bir mühendisle birlikte çalıştık. | TED | لذلك عملت أنا وعائلتي مع أحد المهندسين لتصميم الطبلة و الحمالة و التي من شأنها أن تكون أخف وزناً و يكون حملها أسهل. |
| Uyuyordum! Leonard uyuyor, ben bongo çalarken. | Open Subtitles | كنتُ نائماً - لينارد" نائم بينما ألعب على الطبلة " - |
| Merdivenden inerken, bir daha çalmayacağım bongomu. | Open Subtitles | لا تلعب الطبلة أبداً وأنت نازل السلالم |
| Bunu duyunca, davulun sesini takip et. | Open Subtitles | عندما تسمع ذلك ، إتبع صوت الطبلة . |
| - Davulda kan kokan bir hava var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الوحشية فى استخدام الطبلة |
| Tamtamıma dokunmayın dedim, lan! | Open Subtitles | قلت لا تلمس الطبلة |
| - Bir davul kadar sıkı biçimde hapsedildi. | Open Subtitles | سوف يحبس فيه كمن وضعته في الطبلة |
| Yarın, davul yapmak için bir kütük arayacağım. | Open Subtitles | غدا سأبحث عن قطعة خشب لصناعة تلك الطبلة |
| Beyler bayanlar davul sesi alayım. | Open Subtitles | السيدات والسادة صوت الطبلة من فضلك |
| Bebek davulu istiyor. | Open Subtitles | نعم، الطفل يريد الطبلة |
| Bir davulu sever mi acaba? | Open Subtitles | أتعتقدين أنه سيحب " الطبلة "؟ |
| Eğer buna dayanamıyorsan, davulu depoya kaldır ve evine dön. | Open Subtitles | ...إن لم تستطيع التحمل ..ضع"الطبلة" مكانها في المخزن ! |
| Yine de hiçbir şey beni devre arasında yürüyüş bandosuyla trampet çalmaktan alıkoyamazdı. | TED | ومع ذلك لم يكن هناك شيء ليمنعني من القرع على الطبلة مع الفرقة الموسيقية أثناء عرض ما بين الشوطين. |
| Biraz önce trampet hikayesinde gördüğünüz gibi. | TED | مثل ما رأيتموه اليوم بشأن الطبلة. |
| Pekâlâ, pekâlâ. Çok hoştu ve bandoyla birlikte trampet çalma hayalimi gerçekleştirebilmiştim, tüm hayallerimi gerçeğe dönüştüreceğime inanıyorum. | TED | حسناً، حسناً إذا... كان هذا رائعاً جداً، وبذلك فقد كنت قادراً على تحقيق حلمي باللعب على الطبلة الكبيرة مع الفرقة الموسيقية و ذلك نابع من إيماني بقدرتي على تحقيق كل أحلامي. |
| Hayır, uyumuyor. Leonard uyumuyor, ben bongo çalarken. | Open Subtitles | لا، لم أكن نائماً - لينارد" ليس نائماً بينما ألعب على الطبلة " - |
| Devamlı bu davulun üzerindeyim. | Open Subtitles | وأنا أنظف هذه الطبلة |
| - Davulda Top olacak. - Benim için sorun değil. | Open Subtitles | . المسدس سيلعب على الطبلة - . ليس هناك مشكلة - |
| - Tamtamıma dokunmayın. | Open Subtitles | -مهلاً، لم تلمس الطبلة |