"الطرقات" - Translation from Arabic to Turkish

    • sokaklarda
        
    • yolları
        
    • yollarda
        
    • yolda
        
    • yol
        
    • yollar
        
    • Sokakta
        
    • sokak
        
    • sokaklardan
        
    • yollara
        
    • yollardan
        
    • kargo
        
    • sokakları
        
    • koridorları
        
    • Yollardaki
        
    Ayrıca, artık sokaklarda, basında ve sosyal medyada ünlü oldular. TED فهم الآن من الشهرة بمكان: في الطرقات ووسائل الإعلام العامة والاجتماعية
    Bu yollar-- bugünkü yollar bu yolları temel alarak yapılmış. Open Subtitles هذه هي الطرقات الحديثة اليوم كلها مبنية على هذه الطرق
    Arabalar yollarda daha güvenli daha akıllı bir şekilde gidecek. TED ستسير السيارات على الطرقات بشكل أذكى وأكثر أمانًا
    Bir karayolları çalışanı dün akşam ailenin üç üyesini yolda buldu. Open Subtitles ليلة البارحة فريق عمل على الطرقات وجد 3 اعضاء من العائلة
    Ama rüzgâr ne kadar soğuk eserse essin yol boyunca ağaçlar yine de tomurcuklanır. Open Subtitles لكن الأشجار التي تصف على الطرقات يمكن أن تنبت براعم جديدة مهما كانت الرياح باردة
    Sanki 3 gün değil de 3 aydır Sokakta yaşıyormuş gibi görünüyordu. TED بدت و كأنها تتسكع في الطرقات ثلاثة أشهر وليس ثلاثة أيام
    Ve demek istediğim, insanlar sokaklarda dans ediyorlardı çünkü herkes yeni bir ayaklanmanın çıkacağından korkuyordu. TED و اقصد ان الجميع رقصوا فقط على الطرقات لأنهم خافوا انه سيحدث اضطراب أخر
    Üç yılını Nairobi'de sokaklarda yaşayarak geçirmişti çünkü ailesini AIDS'den kaybetmişti. TED والذي قضى 3 سنوات في نيروبي يقطن في الطرقات لان والديه قضيا نحبهما بسبب مرض الايدز
    Televizyonun, insanları okumaktan uzaklaştırdığını söylüyorlar oysa ben, sokaklarda okuyan bu kadar çok insan hiç görmemiştim. Open Subtitles يقولون بأن التلفاز يجعل من سكانها جهلة ولكني لم أرى من قبل هذا العدد من الناس الذي يقرأون في الطرقات
    Arizona'nın geceleri sıcak yolları da düzdür. Open Subtitles حيث الليالي الدافئة و.. الطرقات المستقيمة
    - Cinayetle işim olmaz benim. - Hiçbir yerde durmuyorum. - Bu civardaki yolları bilir misin? Open Subtitles انا لن اتوقف فى اى مكان هل تعرف الطرقات هنا ؟
    Yüzde ikide onları heryerde yollarda görmeye başlarsınız. TED هذا عبارة عن وصول. عند نسبة الإثنين في المائة تبدأ برؤيتها في الطرقات في كل مكان.
    Issız tren yollarında, amaçsız yollarda. Open Subtitles في أفنية السكك الحديدية المهجورة يتجولون في الطرقات
    Size söylediğim gibi, Cerrado'daki tapirler için yolda ölümler büyük sorun, bu sebeple biz de tapirlere yerleştirdiğimiz GPS tasmaları üzerine yansıtıcı etiketler koyma fikrini bulduk. TED قلت لكم أن قتل حيوانات التابير على الطرقات في سيرادوا أمر خطير، لذا خطرت لنا فكرة وضع لصاقات عاكسة على طوق التتبع الموضوع حول رقبة التابير
    Hatta bir yolda , arabalar, köylüler ve çiftler geçerken... Open Subtitles وحتى الطرقات وما فيها من عربات وزُرّاع وأزواج،‏
    Buralara gelip, yol yapıp, beni arazimden atamayacaklar. Open Subtitles لن يشقوا الطرقات هنا لتنفخي الريح بعيداً
    Patron arada bir beni birkaç şey halletmem için yollar. Open Subtitles يرسلني الرئيس إلى الطرقات من وقت إلى آخر لأتفقد الأمور
    Fakat toplum, arabasında veya Sokakta yaşayanları suçlu oalrak damgalamaya devam ediyor. TED لكن المجتمع يواصل في تشويه السمعة وتجريم العيش في سيارتك أو على الطرقات.
    sweet sixteenler, okul dansları, belki de bir sokak konseri. Open Subtitles في الحفلات المدرسية ، وربما حتى في الطرقات
    Şimdi böyle görünüyorum. Lisede geçtiğim aynı sokaklardan geçiyoruz ve aynı şarkıları dinliyoruz... Open Subtitles و الآن هذهِ حياتي نقود في نفس الطرقات التي قدتُ فيها في المدرسة
    Hiç kimse yollara düşerek kendi içindeki şeytanından kurtulamıyor. TED لا أحد يفقد شياطينه الداخلية بالعيش على الطرقات.
    Birlikler batıya hareket ediyor, bu nedenle yollardan uzak durmak daha emniyetli. Open Subtitles الجنود يتحركون نحو الغرب، لذا من الآمن أن نبقى بعيدًا عن الطرقات.
    kargo bölmeleri var. Çocuklar böyle yerleri bulabilir. Open Subtitles و هناك الطرقات و الطفل يمكن ان يجد اماكن كهذه
    Annem devriye arabalarıyla sokakları kapattı. Gaz kaçağı var diyorlar. Tamamen hazırız. Open Subtitles أمّي كلّفت سيّارات شرطة لتسدّ الطرقات بذريعة خلل غازيّ رئيسيّ، بوسعنا الذهاب
    Bu, hiçbir yere çıkmayan ve sonu olmayan koridorları özlemişim. Open Subtitles لقد كنت مشتاقاً لهذه الطرقات التي لا تنتهي.
    Yollardaki polis barikatlarının kalkmasını bekliyor. Open Subtitles انه ينتظر اختفاء حواجز الطرقات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more