| Ayakta kalmanın tek yolu kendini nasıl yetiştireceğini bilmekti. Ben de bunu öğrendim. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة للبقاء هي أن تتصرف بحكمة و تتعلم بسرعة |
| Bazen oyunda kalmanın tek yolu budur. | Open Subtitles | أحياناً هذه هي الطريقة الوحيدة للبقاء في اللعبة |
| Ama hayatta kalmanın tek yolu nihayet sahip olduğun o kanıtı değiş tokuş etmektir. | Open Subtitles | ولكن الطريقة الوحيدة للبقاء على قيد الحياة الآن أن كنت أخيرا يكون هذا الدليل هو التداول بها بعيدا. |
| Hayatta kalmak için tek yol. | Open Subtitles | -إنها الطريقة الوحيدة للبقاء حياً |
| Hayatta kalmak için tek yol. | Open Subtitles | -إنها الطريقة الوحيدة للبقاء حياً |
| Düşmanının elinin boğazını sıktığı an geldiğinde hayatta kalmanın tek yolu, düşmanın yöntemlerini kullanmak... .. ve bundan menfaat sağlamak için.. başka şeyleri önemsememezmiş gibi görünüyor. | Open Subtitles | بذات اللحظة التي تمسك بها بخناق عدوها وحينذاك سيبدو أن الطريقة الوحيدة للبقاء هي استخدام وسائل العدو... لوضع حاجة البقاء بمقام الذريعة، أي النظر للاتجاه المعاكس |
| Biliyorsunuz, uyanık kalmanın tek yolu bu. | Open Subtitles | إنها الطريقة الوحيدة للبقاء مستيقظة |