| yiyecek ve su kıtlığı gibi sorunlar bireyler tarafından çözülemez. Bir şirket bile bunu başaramaz. Salt bir sektör bile. | TED | مسائل مثل الطعام أو الأمن المائي لا يمكن القيام بها بانفرادية، وحتى من خلال شركات بمفردها، ولا من خلال قطاعات منفردة، |
| Kötümser düşünecek olursak da burada yiyecek ve cephane bulamayacağız. | Open Subtitles | حسناً أصبح الدكتور المظلم لن نجد الكثير من الطعام أو الذخيرة هنا |
| Katlanırız. yiyecek ve diğer şeyler ne olacak? | Open Subtitles | وماذا عن الطعام أو أي شيء آخر؟ |
| Para, yemek ya da diğer işe yarar şeyler gibi. | Open Subtitles | مثل أنني أحب المال أو الطعام أو أي شيء مفيد |
| Mesela, yemek yemek ya da seks yapmak gibi. | Open Subtitles | مثل عند تناول الطعام أو لديك ممارسة الجنس. |
| Çin'de ev sahibinin yiyecek ya da içecek teklifini reddetmek hakarettir. | Open Subtitles | في الصين، يعتبر رفض من قُدم إليه الطعام أو الشراب إهانة |
| İhtiyaç duyabileceğimiz yiyecek ya da benzeri şeyleri aramaya çalışsak iyi olmaz mı? | Open Subtitles | سيد روغو أليست فكرة جيدة أن نبحث حولنا عن أشياء قد تلزمنا مثل الطعام أو أى شىء قد يساعدنا ؟ |
| Günü planlamak, yiyecek ve iş dışında şeyler konuşuyoruz. | Open Subtitles | عن أمر غير الجدولة أو الطعام أو العمل |
| HuaYuan(yiyecek ve para için dileniyorum)! | Open Subtitles | هوايوان (التسول للحصول على الطعام أو المال)! |
| Peki bu Pimp Puanlarınızı yemek ya da kıyafet almak için kullanabiliyor musunuz? | Open Subtitles | و هل يمكنك إستخدام هذه النقاط لشراء أشياء مثل الطعام أو الملابس؟ |
| Onları yemek ya uyuşturucu sözüyle kandırdığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | {\pos(192,230)} نظنه استطاع استمالتهم ووعدهم بإعطائهم الطعام أو المخدّرات |
| - yemek ya da sütün yanýnda. | Open Subtitles | -مع الطعام أو الحليب |
| dediğin gibi, yiyecek ya da mühimmat işi yaparım | Open Subtitles | مثلما قلت تقييم الطعام أو المجلات |