| Sakın ucuzuna kaçma. yemek yapamıyorsan, git iyi bir restorandan al. | Open Subtitles | لا تسترخص, اذا كنت لا تجيد الطهي اشتري من مطعم جيد |
| Ona yemek yağı ve parafin içirmiş bir de ağzına çamaşır suyu dökmüşler. | Open Subtitles | أجبروه أن يشرب زيت الطهي والدهن و أيضا حشروا مسحوق الغسيل في فمه |
| - Ayrıldığımızda, arabayı o aldı ben de yemek derslerini. | Open Subtitles | عند انفصالنا، حصلتْ على السيّارة، بينما حصلتُ على دروس الطهي. |
| Biraz aşçılık, biraz şoförlük, biraz parti planlama.Neye ihtiyacı varsa. | Open Subtitles | أقوم ببعض الطهي وقليل من القيادة إلى حدّ ما التخطيط للحفلات |
| Biraz mutfak kültürü için burada olmayı ne kadar isterdim anlatamam. | Open Subtitles | اوه, آمل أنني كنتُ هنا منْ أجل القليل منْ إلهام الطهي |
| Birlikte yemek pişirmenin asıl olayının beraber olmak olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أن المغزى من الطهي سويًا هو أن نكون سويًا |
| Bu tavuğa yaptığın şeyi yemek yapma derslerimin hiçbirinde görmedim. | Open Subtitles | لم أرى مافعلتي بهذه الدجاجة خلال دروس الطهي التي أتلقاها |
| Bizim de yapmak istediğimiz şey, bu atık kaynağını kullanmak ve onu bir çeşit yakıta dönüştürmek. Böylece insanlar bunu kömür gibi yemek pişirmede kolaylıkla kullanabilecekler. | TED | نحن أردنا أن نجد طريقة تقوم بتحويل هذه المهملات الى وقود يمكن الناس من استخدامه بسهولة بهدف الطهي, شيء ما يشبه الفحم. |
| Çocuklar ve kadınlar özellikle bundan etkilenirler, çünkü yemek pişirme esnasında yakında olan onlardır. | TED | الأطفال والنساء هم أكثر المتضررين, لأنهم هم غالباً يجلسون حول نيران الطهي تلك. |
| Ve bunu düşünmemizin sebebi -- başka bir deyişle, yemek dünyasındaki insanların yemek için evrensel kurallar arıyor olmasıydı. | TED | و السبب الذي جعلنا نعتقد ذلك .. بطريقة أخرى , العاملين بمجال الطهي كانوا يبحثون عن قواعد عالمية. |
| Bu demek oluyor ki, 17 yetişkinle, altı haftada bir yemek pişiriyorum. | TED | وهذا يعني، بوجود 17 شخص بالغ، فأنا أقود الطهي مرة كل 6 أسابيع. |
| Şu anda okul bölgemizdeki tüm yemek ve bahçe işleri derslerinden sorumluyum. | TED | أنا الآن مسئولة عن جميع صفوف الطهي وعن جميع صفوف الزراعة في مدارس المنطقة |
| Bunlar yemek pişirme derslerimde çocukların öğrendiği tarifler. | TED | هذه الوصفات التي يتعلمها الأطفال في صفوف الطهي التابعة لي |
| Sekiz kardeşin ilki bendim ve çocukluğumu annemin yemek, temizlik, çiftlik işleri yapmasına ve kardeşlerime bakmasına yardım ederek geçirdim. | TED | كنت الطفلة الأكبر ضمن ثمانية أطفال، وقضيت طفولتي وأنا أساعد أمي في الطهي والتنظيف والزراعة والاهتمام بإخوتي. |
| Ama ev, yemek pişirmeyi yeni nesile tekrar aktarmaya başlamalı. | TED | لكن تحتاج المنازل لبدء المرور على الطهي مجدداً، بالتأكيد. |
| Banyo yapmak, on iki saat uyumak... ve kocaman az pişmiş bir biftek yemek istiyorum. | Open Subtitles | أريد الاستحمام أريد النوم 12 ساعة أريد قطعة لحم كبيرة جيدة الطهي |
| Görünüşe göre aşçılık öğrencisi olmak ve sos şefi stajyerliği finansal özgürlük için bir yöntem değil. Neden beni aramadın? | Open Subtitles | اتضح أنه كوني طالب في مدرسة الطهي و طاهي مشرف متدرب ليس طريق الحرية المالية |
| Çoğu Casti aşçılık sanatının kadın işi olduğunu düşünür ama ben kendimi ileri görüşlü sayıyorum. | Open Subtitles | معظم الكاستيفانيين يعتقدوا أن فنون الطهي في نطاق المرأة فقط. لكن أعتبر نفسي مُتقدم. |
| mutfak yakıtı, çok etkili ocaklar. | TED | وقود الطهي المستدام، والمواقد ذات الكفاءة العالية. |
| İtalyan yemeği yapmakta antrenmansız kalmışım. | Open Subtitles | حسناً إذن أنا بعيد قليلاً عن ممارسة الطهي الطعام الإيطالي |
| Düzenlediğim tüm partilerin yemeklerini bile yapabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك حتى الطهي لجميع الحفلات التي أقيمها |
| Referanslarım burada. Temizlik yaparım, biraz aşçıIık... | Open Subtitles | إليك خطابات تزكيتي أقوم بتدبير المنازل وبعض الطهي |
| Hobileri arasında, iki kötü kızkardeşi için yemek pişirmek ve temizlik geliyor. | Open Subtitles | هواياتها تشمل الطهي والتنظيف المستمر لشقيقتيها الطاغيتين |
| Birketler pişirme esnasında ufalanıyor, ve küçük parçalara ayrılarak enerji kaybediyorlardı. | TED | والقوالب تتفتت قليلاً, وبالتالي نخسر طاقة عندما تنفصل خلال عملية الطهي. |