"العائلتين" - Translation from Arabic to Turkish

    • ailenin
        
    • aileyi
        
    • aileye
        
    • Aileler
        
    • Ailelerin
        
    • aileleri
        
    • iki aile
        
    • aile arasında
        
    Elim kolum bağlı, iki ailenin birbirini yemesine seyirci kalamam. Open Subtitles فلن أجلس مكتوفا وأدع الأشياء تكون خارج السيطره بين العائلتين
    Askiniz yalniz ikinizin kalbini degil iki ailenin kalbini birlestiriyor. Open Subtitles نتمنى أن تكون رابطة الحب بينكما قوية و في قلوب العائلتين
    Yabancı olması zor, ama iki aileyi de tanıyan kimseyi bulamadık. Open Subtitles من غير المرجح أن يكون غريبا لكننا لم نجد أي أحد عرف كلتا العائلتين
    Ben ve o iki aileyi birleştirme konusunu konuşuyorduk, tamam mı? Open Subtitles أنا وهو كنا نجري محادثات لدمج العائلتين نعم
    Kalbi mutlulukla dolan Ay Prensesi her iki aileye de sihirli incilerden bahsetti. Open Subtitles فكشفت أميرة القمر عن اللؤلؤ السحري إلى العائلتين
    Aileler arasındaki husumetin sebebi neydi? Open Subtitles قد جعلتني افكر بمسبب هذا الصدع بين العائلتين
    Ailelerin birleşmesi Steve'i çok heyecanlandırdı ve mutlu etti. Open Subtitles أعتقد أن ستيف مضطرب ويريد أن يقول أنه سعيد بلقاء العائلتين
    Birbirimizin peşine düşebiliriz ama aileleri karıştırmak yok. Open Subtitles يستطيع واحدنا مهاجمة الآخر لكن لا نذكر العائلتين
    O ev Bay Gurucharan'ı öldürdü, Lolita'yı aldı ve iki ailenin arasına düşmanlık koydu. Open Subtitles فالمنزل الذي قتل السيد جوروشارن و تسبب في رفت لاليتا بمنتهي الذل و بناء سور بين العائلتين
    İki ailenin de tek ortak noktası erkekler. Open Subtitles انهما الفردان الوحيدان المتماثلان في العائلتين
    İki aile de zengin, iki ailenin de iki oğlu var ve her iki ailede Court TV'nin önemli bir parçası. Open Subtitles كلتا العائلتين غنية ، و كلتا العائلتين لديها ابنان و كلتا العائلتين أساسيين في التلفاز
    Damadın kardeşi her iki ailenin aslında düğünü onaylamadığını ama onaylamış gibi yaptıklarını söyledi. Open Subtitles قال شقيق العريس أنّ ولا واحد من العائلتين قد وافق على الزواج، لكنّهم تظاهروا بذلك.
    Eğer hayatta kalırsan, aileyi birleştirmeliyiz. Open Subtitles ولو نجوتِ، يجب علينا جمع العائلتين معاً.
    Mathilda ben bu iki aileyi bir bütün olarak görmek istiyorum. Open Subtitles أود أن أرى انضمام العائلتين معا
    - Şüpheli iki aileyi de aramış. Open Subtitles الجاني اتصل بكل من العائلتين
    İki aileye de babalar gittikten sonraki ay içinde saldırıldı. Open Subtitles تم مهاجمة كلا العائلتين خلال شهر من سفر الآباء
    Duyumlarımıza göre bu iki aileye birleşme teklif edilmiş. - Kim tarafından? Open Subtitles معلوماتنا تقول أن هُناك إقتراح مُقدم بشأن دمع العائلتين
    İnciler denize geri verilip, Aileler tekrar birleşmediği sürece huzur asla sağlanamayacak. Open Subtitles حتى يعود اللؤلؤ إلى البحر وتتحد العائلتين مجدداً
    O günden beri Aileler arasında barış var. Open Subtitles و كان هناك سلام بين العائلتين منذ تلك اللحظة.
    Bu Ailelerin birbirini tanıma imkanı var mı? Open Subtitles هل من احتمال ان هاتين العائلتين تعرفان بعضيهما؟
    Ailelerin yaşadığı yerden 28 km uzakta. Lee Walsh'ın buralarda tesadüfen olmasına imkân yok. Open Subtitles على بعد 18 ميل من منزليّ العائلتين محال أن يكون تواجد (لي والش) هنا محض صدفة
    aileleri tekrar bir araya getirmek onun açısından çok iyi olur. Open Subtitles الجمع بين العائلتين مرة أخرى سيكون الامر كما يشتهيه تمام.
    Bu iki aile arasındaki gerginlik, yerel siyasi iktidar üzerine bir anlaşmazlığın çıktığı 1913 yılına dayanmaktadır. TED التوترات بين تلك العائلتين يعود تاريخها إلى 1913 عندما كان هناك نزاعٌ على السلطة السياسية المحلية.
    Hepimiz bir yürüyüşe çıktık. İki aile arasında geleneksel bir şeydir. Sürekli beraber yürürüz. Open Subtitles كان تقليدًا اعتادت العائلتين على فعله سويًا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more