| Pelerin mücadele anında rahat savaşmanı sağlayacak şekilde geri gelmeli. | Open Subtitles | لابد وأن تسحب العباءة، فكر بشأن قتال يتضمن شكل من أشكال قتال العباءة.. |
| Kendini öldürmeden önce Pelerin'e biraz ara ver. | Open Subtitles | تخلى عن العباءة ليوم واحد قبل أن تقتل نفسك |
| Gizli kimliğini bilmiyorsak Bay Pelerin'i nasıl bulacağız? | Open Subtitles | كيف سوف نجد السيد العباءة إذا كنا لا نعرف شخصيته الحقيقية؟ |
| Ateş ettiğinde, yere düşüyorsun pelerini iyi aç ki görülebilsin. | Open Subtitles | حينما تطلق عليك النار ستسقط أرضاً ثم تفرد العباءة .. وهكذا يراها الجميع |
| pelerini çıkarmaya çalışırken olduğunu söyledi. | Open Subtitles | هو قال بأنّ ذلك حدث عندما كان يريد إزالة العباءة التي قتلت أبي، |
| pelerinin senin ölümüne yol açtığını anladığında, suçluluk duygusu tüm benliğini kapladı. | Open Subtitles | عندما أدركت أن العباءة قد صيرتك للموت قد كانت مغلوبة بالشعور بالذنب |
| Ve hatta tüm o pelerinli işi bile kaçırmayacağım. | Open Subtitles | وانا حتى لا ارفض موضوع العباءة بالكامل |
| Fleming'e göre şu gizemli Orwell, Pelerin'le iletişim kuruyormuş. | Open Subtitles | ويناء على ما قال فيليمنج هذا الغامض اورويل يستطيع التواصل مع العباءة |
| Seni hâlâ görebiliyorum, Bay Pelerin. | Open Subtitles | أنا لا زلت استطيع أن اراك يا سيد العباءة |
| Bir daha uğradığında Pelerin'i videoya çekeceğim. | Open Subtitles | سوف استطيع ان اصور العباءة على الفيديو في المرة القادمة التي يتوقف هنا |
| Sence Vince Faraday'in mi yoksa Pelerin'in mi peşindeler? | Open Subtitles | هل تعتقد هل هم خلف فينس فرادي أو العباءة |
| Şu an hayatta olmanızın tek sebebi Bay Pelerin kovulmuş olmamız ve artık işimizin sen olmamasıdır. | Open Subtitles | السبب الوحيد الذي يبقيك حيا الأن يا سيد العباءة هو اننا تم طردنا |
| Pelerin sadece ateşi körükledi. Bunu yapmakta hatalıymışım. Daha hazır değilsin. | Open Subtitles | العباءة كإلقاء البنزين على النار لقد أخطئت في فعل هذا، فأنت غير مستعد |
| Fakat pelerinin onu dönüştürdüğü şeyi gördüğümde pelerini geri aldım. | Open Subtitles | ولكن حينما رأيت ما أحدثته العباءة به.. استعدتها.. |
| Bana pelerini ver ve ruhunu kurtar. Benimki zaten kayboldu. | Open Subtitles | لذا امنحني العباءة وانقذ روحك، فقد ضاعت روحي بالفعل |
| Sadece şu pelerini giyip üşümüyor musun? | Open Subtitles | ألا تشعر بالبرد وأنتَ ترتدي هذه العباءة وحسب؟ |
| Demek pelerinin kimde olduğuna dair bir fikrin yok. | Open Subtitles | إذن.. ليس لديك أدنى فكرة عمن يملك العباءة |
| Tuhaf pelerinli adam sivri metal silahıyla kendini bıçakladığında Naruto da aynı yerinde devasa bir acı hissetti. | Open Subtitles | عندما قام الرجل ذو العباءة الغريبة، بخوزقة نفسه بمنجله الثاقب شعر ناروتو بألمٍ شديد... |
| Evet ama iddiaya girerim ki, kışlık pelerinden hayli memnunsundur. | Open Subtitles | أحترق! نعم, ولكنك ستسعد كثيراً بامتلاكك هذه العباءة في الشتاء |
| O pelerine büyü yapsın diye büyücü tutmuştum. | Open Subtitles | دفعتُ لساحر مقابل تلك العباءة. |
| Eğer varsa The Cape kablolu kanalda ikinci bir şans elde edebilir. | Open Subtitles | و حتى إذا وجدت العباءة" قد يجد " من الممكن أن يحصل على فرصة آخرى بقناة كيبل |
| Cloak Manor'a hoş geldin. - Teşekkür ederim. | Open Subtitles | مرحباً بك فى ضيعة العباءة الأقطاعية شكراً لك |
| Bu bornoz ve bunu giyen kadın onları takdir etmeyen yüz kişiden daha değerlidir. | Open Subtitles | هذه العباءة والشخص الذي كان يرتديها تساوي أكثر من مائة شخص لا يقدرها |
| O cübbeyi çıkarıp attı ve orağını almaya gitti. | Open Subtitles | لقد تحدث من خلال هذه العباءة وقال |
| Ya öngöründeki Başlığın içindeki kişi oysa? | Open Subtitles | ماذا لو كانت هي الشخص ذا العباءة في رؤياك؟ |
| Kaftanı bana kardeşim vermişti. | Open Subtitles | تلك العباءة أتت إليّ بواسطةِ أخي. |
| Cüppeli adam bir memuru durdurmuş. | Open Subtitles | الرجل ذو العباءة أشار لضابط شرطة كي يتوقف |
| İtiraf etmeliyim ki, bu tür siyah pelerinler erkeklere gizemli bir büyüleyicilik sağlıyor. | Open Subtitles | أَو مصّاص دماء آخر. أَعترفُ بأنّ a أسود العباءة تُعيرُ a رجل محترم |