| Osmanlı'nın gücünü, adaletini dünyaya göstermeyi nasip etsin. | Open Subtitles | ويقدّر لنا أن نري العالم قوة العثمانيين وعدالتهم |
| Osmanlı değil... Tatarlar yapmış. | Open Subtitles | لا تقصد العثمانيين فالتتر هم من فعل ذلك |
| Dedikleriniz doğruysa Bay Grayson'ın enerji planları Osmanlı'yı en güçlü silahından edecek. | Open Subtitles | لو ما تقوله صحيح إذاً مخطط طاقة السيد جريسون سيلعو كلياً فوق أعظم سلاح لدى العثمانيين |
| Osmanlılar ve Ruslar daha önce defalarca savaşmışlardı ama bu çok önemliydi. | Open Subtitles | اندلعت الحرب بين العثمانيين والروس مرّات عديدة سابقًا ،لكن كانت هذه مهمّة |
| Bir bürokratın ya da şimdi bizim dediğimiz gibi, Osmanlılar yönetim sorunu ile karşı karşıyaydı. | Open Subtitles | إحدى المشاكل الروتينية الإدارية التى كانت تواجه العثمانيين |
| Osmanlıların en büyük mimarının hayatındaki çarpıklık sultanın tebaasının yetenekleri üzerindeki gücünü gösterir. | Open Subtitles | هذه المفارقة في قصة كبير معماريي العثمانيين تُجسّد قوة السلطان على رعيّته الموهوبين |
| Müslüman muhalifler, Osmanlılara meydan okumaya niyetlenmişti. | Open Subtitles | كالمسلمون الذين كانوا يتحدون حكم العثمانيين |
| Osmanlıları bozguna uğratacak bir alet üzerinde çalışıyoruz. | Open Subtitles | انظر , نحن نعمل على صُنع جهاز لهزيمة العثمانيين |
| 1520'de, inşa edildikten 70 yıl sonra, tüm bunlar Osmanlı sultanlarının en ünlüsüne miras kaldı, | Open Subtitles | ،في 1520، بعد بنائه بسبعين عامًا ورث كل ذلك أشهر السلاطين العثمانيين على الإطلاق |
| Avrupa'daki Osmanlı tehdidinin derine işlemiş anıları hala mevcuttur. | Open Subtitles | تقبع هناك ذكريات متأصّلة لخطر العثمانيين في أوروبا |
| Vahabi isyanı kutsal şehirlerdeki Osmanlı hakimiyetini on yıldan uzun süre askıya aldı. | Open Subtitles | أرجأت الثورة الوهابية سيطرة العثمانيين على البقاع المقدسة لأكثر من عِقد |
| Osmanlı'nın kaderinde merkezi bir rol oynayacaktı. | Open Subtitles | سيلعبون دورًا مركزيًا في مصير العثمانيين |
| Osmanlı'ya saldırmak istiyorsanız bir yere ayrılmayın. Söyleyeceklerimi dinleyin. | Open Subtitles | حسناً، إذا أردت الإطاحة بقوى العثمانيين يجب عليكِ البقاء لسماع ما لديّ من قول |
| Sonraki iki asırda dünya Osmanlılar ve Avrupa arasındaki büyük bir güç değişimine tanık olacaktı. | Open Subtitles | سيشهد القرنان التاليان تغيّرًا كبيرًا في ميزان القوة بين العثمانيين وأوروبا |
| Alışılmadık bir değişimle önceden Osmanlılar'dan korkanlar artık ona ekonomik ve askeri destek veriyorlardı. | Open Subtitles | ،في مفارقة غريبة الدول التي هابت العثمانيين سابقًا أمدوهم الآن بالدعم الاقتصادي والعسكري |
| Avi okuyorum, 1915'te Osmanlılar köylerini yağmalamış. | Open Subtitles | افي، استمعي، 1915، العثمانيين نهبو قراهم |
| Osmanlıların Müslüman dünyası ve ötesindeki meşruluğunu pekiştirdi. | Open Subtitles | زادتا من قوة شرعية العثمانيين داخل العالم الإسلامي وما وراءه |
| Çünkü bu Osmanlıların Balkanlardaki hakimiyetini sona erdiren savaş olabilirdi. | Open Subtitles | لأنها قد تكون الحرب التي ستحلّ أخيرًا قبضة العثمانيين على أراضيها الأوروبية |
| Günümüz Suriyesinde Memlük İmparatorluğunu yenmek Osmanlılara, kutsal şehir Kudüs'e varan topraklar kazandırdı. | Open Subtitles | هزيمة الإمبراطورية المملوكية، "سوريا" حاليًا أعطى العثمانيين أراضٍ تمتدّ حتى مدينة "القدس" المقدّسة |
| Osmanlıları altın çağına ulaştıran - | Open Subtitles | ..الذي قاد العثمانيين لعصرهم الذهبي |
| Bu derebeyinin Osmanlılarla bir sorunu var belli ki. | Open Subtitles | من الواضح أن أمير الحرب هذا لديه مشاكل مع العثمانيين. |
| Osmanlılardan kurtulmanın tam zamanıdır. | Open Subtitles | لقد حان الوقت للتخلص من العثمانيين. |