| saldırgan ve acımasız. Ama yıllardır rakiplerimizle bir arada yaşamayı başardık. | Open Subtitles | العدوانيه والوحشيه,ولقد تعلمنا أن نتعايش مع أعدائنا لفترات طويله |
| Bu sırada da saldırgan örümceklerle köşe kapmaca oynadım ama başardım! | Open Subtitles | في حين تفادي العناكب العدوانيه لكني فعلتها |
| Sadece deplasmandaki taraftarlara karşı değil polise karşı da saldırgan bir tutum mevcuttu. | Open Subtitles | كان هناك بعض من المواقف العدوانيه ليس فقط بجانب المشجعين حتى بعض من رجال الشرطة |
| Fransa Kralı saldırgan politikasını tüm dünyaya gösterdi. | Open Subtitles | ملك فرنسا اظهر للعالم سياسته العدوانيه |
| Zehirli, saldırgan organizmalar öyle yapar. | Open Subtitles | هذا ما يفعله الكائنات العدوانيه الفتاكه |