| Sana bekaret konusunu veya bana bağlandığını söylediğini anlatmamalıydım zaten belli ki öyle değilmiş hemen gidip seni bulduğuna göre. | Open Subtitles | ما كان عليّ أن أخبركِ عن أمر العذرية أو أقول لك أنه معلق بيّ والذي من الواضح أنها ليست المشكلة |
| Bu işlemle aslında bir yırtılmış kızlık zarı yeniden yapılandırılır ve cinsel ilişki yaşarken kanaması sağlanır, bir çeşit bekaret kaybının yeniden canlandırılması. | TED | إذاً فإنه يعيد أساسا غشاء البكارة المتمزق ، مما يسمح لها أن تنزف عند الجماع الجنسي ، ليبرهن فقدان العذرية. |
| Buradan anlaşılacağı gibi, kızlık zarının yırtılmasını bekaret muayenesiyle anlayamazsınız. | TED | ومن هنا يجب أن يكون بديهيا استنتاج أنه لا يمكن فحص غشاء البكارة للتحقق من العذرية. |
| Sana altın bakire başarı rozeti vermeliler. | Open Subtitles | يجب أن يعطوكِ شارة أستحقاق العذرية الذهبية. |
| Annem, burada kalmamın benim bekâret koruma programım olacağını düşünüyor. | Open Subtitles | امي تعتقد ان هذا مثل وضعي في برنامج حماية العذرية |
| Bekâretini kaybettiğin anın aptallaştığın, trajik bir an olması lazım hayatta bir kere oluyor. | Open Subtitles | حسنا، فقدان العذرية يفترض ان يكون مجرد مأساة لحظة غبية سخيفة تحصل مرة واحدة فقط |
| Zaman değişiyor. Beni bulduğunda, 1864'tü. Bakirelik popülerdi. | Open Subtitles | الأوقات تغيرت، عندما وجدتني كان العام 1864 وكانت العذرية لا تزال شعبية |
| bekaret testinin saçmalığı 36 hamile genç kızın üzerinde yapılan bir çalışma ile sergilenmiştir. | TED | إن عبثية الكشف عن العذرية تتجلى في دراسة أجريت علی 36 مراهقة من الحوامل. |
| Onların, kızlık zarının bekaret kanıtı olarak kullanılamayacağını bilmelerini istiyoruz. | TED | نريد أن يعلموا أنه لا يمكن استخدام غشاء البكارة كدليل على العذرية. |
| bekaret sertifikalarını bir dolar, bir şiline satıyor,.. | Open Subtitles | وتتكلف العملية جنيهاً واحداً، وشلناً لإصدار شهادة العذرية |
| Şimdi bekaret kaybından önceki 21 erkeği 193'ten çıkarırsak 172 kalıyor, onu da 0.18 ile çarpınca 30.96 cinsel partner. | Open Subtitles | ناقص الـ21 رجل قبل فقدان العذرية ..إذاً 172 تضرب بـ0.8 |
| Kötü çocuklar kötüdür; bekaret iyidir. | Open Subtitles | الأولاد السيئون سيئون ولكن العذرية شيء جيد |
| Ya da bu bekaret yeminini gidebileceği yere kadar götürürüz. | Open Subtitles | صحيح. ؟ أو نستمتع بالعودة البطيئة إلى العذرية |
| Senin nasıl bu kadar organize olduğunu anladım. Sende bakire gücü var. | Open Subtitles | لا عجب بأنكِ منظمة جداً, فلديكِ قوى العذرية الخارقة |
| Senin gibi kafirlerin ve pek de bakire olmayan kadınların sohbetini daha çok severim. | Open Subtitles | أني أفضل مصاحبة الملحدين , مثلك و النساء القليلة العذرية |
| Beyaz kızlar sakso çekse bile bakire kalıyorlar mu diyorsun yani? | Open Subtitles | انتظر. حسنا، إذا، تقول أن الفتيات البيض يمصون قضيبك ويدعون العذرية رغم ذلك؟ |
| Herkes bekâret hesap makinasını kullanarak doğru zamanı bulabilir. | Open Subtitles | وكل شخص يمكن تحديد عمره المناسب من زيارة موقع حساب العذرية |
| bekâret, lekelemeyi amaçlayan bir erkek icadıdır. | Open Subtitles | كما تعلم ، العذرية هى فكرة تجلب العار على الإنسان |
| Çünkü Bekâretini geri kazanma konusunda ciddiysen ilişkiye gireceğin bir sonraki erkek muhtemelen kocan olacak. | Open Subtitles | لأنكِ إذا كنتِ جادة بشأن موضوع استعادة العذرية هذا، فهذا يعني أن الرجل القادم الذي ستنامين معه |
| Bekâretini yeni kaybetmiş 18 yaşında bir erkeğim. | Open Subtitles | 'م قديمة 8-السنة 1 الذين فقدوا فقط العذرية له. |
| Tatlım. Bakirelik erkekler için farklıdır. | Open Subtitles | عزيزتي، العذرية شأنها مُختلف عند الرجال. |
| Videoya odaklanmalı ve bâkire şeyinden dolayı utanmalısın. | Open Subtitles | ركز على الشريط و أبتعدوا عن موضوع العذرية |
| Ama Bekareti neden bu kadar büyüttüğünü anlamıyorum. | Open Subtitles | لكني لا أرى لما العذرية قد تكون أمراً كبيراً |
| Bekaretinizi ne zaman kaybettiniz? | Open Subtitles | ما هو السن الذي فقدتِ فيه العذرية ؟ |