| O ailenin hangi ırk, hangi etnik kökenden olduğunu düşündünüz? | TED | هل سيؤثر الأصل العرقي أو الإثني لتلك الأسرة على قرارك؟ |
| soykırım bir ırkın ya da politik, dini veya etnik bir grubun sistemli bir şekilde ve kasıtlı olarak yok edilmesidir. | TED | التطهير العرقي هو تدمير متعمد ومنظم لمجموعة سياسية أو دينية أو عرقية. |
| Mahalle ve etnik köken çocuklar alınsa da alınmasa da ön yargıya sebep oluyor. | TED | كما أن وضع الحي الذي يقطنونه وأصلهم العرقي يؤثر أيضًا على ما إذا كان سيُسحب منهم أطفالهم أو لا. |
| WG: Hâlâ her gün insanların deneyimlerine, kolektif ırksal gerçekliğimizin karmaşasına şaşırıyoruz. | TED | وينونا: لا زلنا مبهورين بتجارب الناس مع مرور كل يوم، من تعقيد واقعنا العرقي المشترك. |
| Her şeyden önce ırk ve ırkçılık hakkında öğrenmemizin sebebi daha iyisi yapmak için kendimizi eğitmek içindir. | TED | وسبب تعلمنا عن التمييز العرقي والعنصرية في المقام الأول هو لتثقيف أنفسنا لنعرف بطريقة أفضل. |
| Beni ırkçı biçimde sınıflandıracaksanız, en azından doğru yapın. | Open Subtitles | اذا كنت تود ان تاخني الى اصلى العرقي يجب ان تحصل عليه بطريقة صحيحةَ |
| Ama küreselleşme taraftarları bence şunu görmüyor, ya da görmek istemiyor: etnik çeşitlilik, sosyal sermaye ve güveni kısıtlıyor. | TED | ولكن ما لا يراه أنصار العولمة في إعتقادي، ما لا يريدون رؤيته، هو أن التنوع العرقي يقلّص رأس المال الإجتماعي والثقة. |
| Tabi ki, mutlak bir etnik bağlılık söz konusu ama tamamen değil. | TED | الآن ، بالطبع ، هناك درجة معينة من الولاء العرقي ، ولكن ليس تماما. |
| Tesisimizde biz Afrikalıların, tüketicilik, etnik yapı ve yozlaşma gibi şeylere karşı geçmişimiz, ne olduğumuz ve ne olmak istediğimiz konularında çok fazla tartışmalar oluyor. | TED | لدينا الكثير من المناقشات في المكان حول ما نكون كأفارقة، من نحن الآن، وماذا نريد أن نكون بالنسبة لأشياء مثل الاستهلاكية والأصل العرقي والفساد وهكذا. |
| etnik çeşitliliğe açık biriyimdir. Ancak bu sadece saçmalık. | Open Subtitles | إنني أشجع التنوع العرقي ولكن هذه أعمال فسق |
| Ve yeni bir terim yarattılar. "etnik Temizlik". | Open Subtitles | لنشر الخوف وأرهاب إدخال مصطلح جديد: التطهير العرقي. |
| Benim de. Açılmadan önce Disneyland'ta olmam gerek. Küçük Dünya turunda etnik temizlik yapıyoruz. | Open Subtitles | أنا أيضاً.سأكون في ديزني لاند نقوم بالتطهير العرقي لـ رحلة العالم الصغير |
| Sizin için yeterince "etnik" değilsem özür dilerim. | Open Subtitles | أنا أعتذر إذا أنا لا العرقي بما فيه الكفاية بالنسبة لك. |
| Ya da isveçli temizlikçi kadın. etnik kökenin bir önemi yok. | Open Subtitles | أو منظفة سويدية الإنتماء العرقي لَيسَ مهم |
| Darryl Morgan ile birlikte küçük bir etnik temizlik mi gerçekleştirdiniz? | Open Subtitles | أنت وداريل مورغان يَرتكبُ قليلاً التَطهير العرقي هُنا، صديق؟ |
| O, hastalıklara ırksal yaklaşımı açıkladı ve farklı ırkların farklı hastalıklara sahip olduğunu, yaygın hastalıkları farklı şekilde deneyimlediğini açıkladı. | TED | وعزز المفهوم العرقي للمرض، بأن الأشخاص من أعراق مختلفة يعانون من أمراض مختلفة ويعانون من الأمراض الشائعة بشكل مختلف. |
| Eşit Adalet Hareketi'nde Bryan Stevenson ırksal farklılığa dikkat çekmişti, köleliği ve Jim Crow'u, toplu yıkımları ve daha da ötesini haklı çıkarmak için kendimize söylediğimiz bir hikâye. | TED | هو ما يدعوه براين ستيفينسون في مبادرة العدالة المتساوية بحكاية الإختلاف العرقي القصة التي أخبرناها لأنفسنا لتبرير العبودية وقوانين جيم كراو والسجن لأعداد هائلة وما هو اكثر من ذلك |
| Bu ofis bence ırksal farkındalık açısından son derece ileride. | Open Subtitles | إليك الأمر أرى هذا المكتب متطوراً جداً و مطلع على أمور الإدراك العرقي |
| Birkaç sene önce dördüncü sınıf öğrencilerimle birlikte ırk üzerine yeni bir üniteye başlıyordum. | TED | قبل بضع سنوات، بدأت تدرييس وحدة عن التمييز العرقي لطلاب الصف الرابع. |
| Hayır, Maddie Hayward, ırkçılık üzerinden gidiyor, ırk ayrımı. | Open Subtitles | لا، مادي هايوورد ستهاجمه بسبب التحيز العرقي |
| "İnanç Mirası Öğrenci Gazetesi" editörü Josh Blake, ve beyaz ırkçı bağlantıları olan William Cotton var. | Open Subtitles | في اليوم الذي قدم فيه التقرير المتحدث المحلي في مؤتمر بوردي ويليام كوتون الذي تربطه علاقات بالتعصب العرقي |
| Bunlar Bosna'daki soykırım kurbanlarının son yolculuklarında yanlarında taşıdıkları eşyalar. | TED | هذه هي الأشياء التي أخذها ضحايا التطهير العرقي في البوسنة معهم إلى مثواهم الأخير. |