| Ona uzun bir hafta sonu olduğunu kimsenin gitmediğini söyledim. | Open Subtitles | اخبرته أنّه طول العطلة الأسبوعية. لايجب أنّ يدخل أيّ شخص. |
| Bu mükemmel hafta sonu tatilinin boşa gittiğini görmek istemem. | Open Subtitles | أكره أن أرى تلك العطلة الأسبوعية في المنتجع تذهب هباءاً |
| Bu hafta sonu meşgul müsün bilmiyorum ama ailemin bir kulübesi var. | Open Subtitles | لا أعلم إذا كنتِ منشغلة هذه العطلة الأسبوعية ولكن عائلتي ستقيم مخيم |
| Birlikte geçirdikleri şu Haftasonu onda bayağı iz bırakmışa benziyor. | Open Subtitles | يبدو أن العطلة الأسبوعية التي .. أمضياها سوياً أثّرت عليها كثيراً |
| Tüm hafta sonunu kuzenimle konuşarak geçirdim. | Open Subtitles | أمضيت العطلة الأسبوعية في الحديث إلى قريبي |
| Çünkü bu sekreterinle geçirdiğin bir hafta sonu değil. | Open Subtitles | كان أجتماع في العطلة الأسبوعية مع سكرتيرتك، أليس كذلك؟ |
| Bu kediler yüzünden hafta sonu bile bir evden çıkmıyor. | Open Subtitles | لا يترك شقته حتى في العطلة الأسبوعية بسبب قطتيه |
| hafta sonu birkaç arkadaşım gelecek de. | Open Subtitles | سيأتي بعض الأصدقاء لزيارتي في العطلة الأسبوعية |
| hafta sonu için gelen bir çok misafir vardır. | Open Subtitles | جريمة قتل فى منتصف الليل العديد من الضيوف فى العطلة الأسبوعية |
| Bu hafta sonu seni Atlantic City'ye götürmeliyiz. | Open Subtitles | يجب ان نأخذك معنا الى مدينة أتلانتا في العطلة الأسبوعية |
| Bilirsin, ortalıkta dolaşma hafta sonu işim olduğunda o benim yerime geçecek. | Open Subtitles | لتنظيم الزيارات كي تبدّل المواعيد معي عندما أضطر إلى العمل في العطلة الأسبوعية |
| Cuma günü alıp, hafta sonu boyunca tutarız. | Open Subtitles | يمكننا أخذه يوم الجمعة و إبقاؤه العطلة الأسبوعية |
| Kızları bu hafta sonu kasabaya indirip dondurma falan alsan iyi olur. | Open Subtitles | أعتقد اننا يجب أن نأخذ البنات الي المدينة في العطلة الأسبوعية و نحضر لهم أيس كريم |
| hafta sonu görüşürüz. annem sana turşu gönderdi. | Open Subtitles | سأقابلكِ في العطلة الأسبوعية لقد أرسلت أمي لكِ مخلل |
| Çük Banger. Bütün hafta sonu isminizle dalga geçtik. | Open Subtitles | أنت يا سيدي وفرت لنا نكتا لطوال العطلة الأسبوعية |
| Dick Banger? Bayım, tüm hafta sonu için gerekli espri malzemesini verdiniz bize. | Open Subtitles | أنت يا سيدي وفرت لنا نكتا لطوال العطلة الأسبوعية |
| Haftasonu ailesi için eve göz kulak olup, kediyi beslemesi gerekiyormuş. | Open Subtitles | لرحيل والديها خلال العطلة الأسبوعية وإطعام القط |
| Acıkmış olmalı. Haftasonu boyunca aç kaldı sonuçta. | Open Subtitles | لا بد أنه كان جائعاً فهو لم يأكل طوال العطلة الأسبوعية |
| Oh, Ben... Dün UCLA'da iş görüşmem vardı, yani sadece Haftasonu için burdayım. | Open Subtitles | أجريت مقابلة عمل في جامعة كاليفورنيا بالأمس لذا سأظل في هذه البلدة خلال العطلة الأسبوعية فقط |
| Bu hafta sonunu sana anlattığım zamanki gözlerini görmeliydin. | Open Subtitles | كان يجب أن ترى عينيك حين وصفت لك هذه العطلة الأسبوعية. |
| Genel olarak, sessiz yerler arayın, özellikle hafta sonları veya tatil yapacaksanız. | TED | عامةً، ابحثوا عن الأماكن الهادئة، وخاصة خلال العطلة الأسبوعية أو الأجازة. |
| Tamam, merhabalaşma bittiğine göre harika hafta sonumuzu konuşabiliriz. | Open Subtitles | حسناً، بعد أن .. انتهينا من التحية دعونا نتكلم عن هذه العطلة الأسبوعية المذهلة |