|                Masanın altına sakız yapıştırmak yok, ve masanın altındaki sakızları çiğnemek yok                | Open Subtitles |                 لا تلصقو العلكة أسفل الطاولة ولا تخبئو العلكة التي تأكلونها تحت الطاولة                | 
|                Yakında sakız çiğnemeyi bırakmak içinde bir yol bulmam gerekecek.                | Open Subtitles |                 بالطبع, بعدها يجب أن أجد طريقة لأتخلى عن مضغ العلكة                | 
|                ayakkabıları ayaklarınıza geçirirsiniz; golf sopalarıyla golf oynarsınız; ve çiğnenmiş bir sakız sizin için hiç bir anlam ifade etmeyebilir.                 | TED |                 فانت يمكن ان ترتدي هذا الحذاء او تلعب الجولف بهذه الادوات او تستخدم هذه العلكة .. دون ان يعني لك هذا شيئاً                 | 
|                Hey Gina! Yeni göz kalemlerini diz ve ağzından o sakızı da at!                | Open Subtitles |                 اسمعي يا جينا قومي بتفريغ أقلام الكحل الجديدة وابصقي تلك العلكة من فمك                | 
|                Komiserim, çok acele Yankee çiklet fabrikasına gelmelisiniz.                | Open Subtitles |                 تعاله مباشرة الى معمل يانكي لصنع العلكة.                | 
|                Ben altıncı sınıfta sakız, dokuzuncu sınıfta lolipop sattım ve lise boyunca beyzbol kartları biriktirdim.                 | TED |                 بعتُ العلكة في الصف السادس، المصاصات في صف التاسع و جمعت بطاقات البايسبول في الثانوية.                 | 
|                "Durmadan sakız çiğniyor." sakızı hep ağzında.                | Open Subtitles |                 .تمضغ العلكة بشدة .فهي تمضغ العلكة طوال الوقت                | 
|                Aynı anda hem yürüyüp hem sakız çiğnemeyi bile beceremez onlar.                | Open Subtitles |                 لا يستطيعون حتى مضغ العلكة والمشي بنفس الوقت                | 
|                Al, sana bunları getirmiştim. sakız ve pastil.                | Open Subtitles |                 حسناً، ها نحن ذا لقد أحضرت لك بعض العلكة و قطرات السعال                | 
|                Hey sen. Okul içinde sakız çiğnenmez. Çöpe at onu.                | Open Subtitles |                 أنت، لا ترمي العلكة على أرضية المدرسة، ضعها في سلة المهملات                | 
|                Bir telefonumla, kapınıza kutular dolusu sakız getirirler.                | Open Subtitles |                 أجري مكالمة واحدة، وتصلني صناديق من العلكة إلى منزلي                | 
|                Bir telefonumla, kapınıza kutular dolusu sakız getirirler.                | Open Subtitles |                 أجري مكالمة واحدة، وتصلني صناديق من العلكة إلى منزلي                | 
|                Pardon geciktim, Frasier ama otopark girişini arka koltuktan sakız temizleyen at kuyruklu bir taksici tıkamış.                | Open Subtitles |                 اسف لتاخري لان مدخل الكراج كان مغلقا بواسطة سائق تكسي بذيل حصان كان يقشط العلكة من مقعد سيارته                | 
|                Nefesin biraz sarmısak kokuyor. sakız çiğnesen iyi olur.                | Open Subtitles |                 رائحة نفسك بها بعض الثوم، يجدر بك تناول العلكة                | 
|                Ona şeker al. sakız al. Kızlar sakıza bayılır.                | Open Subtitles |                 اجلب لها حلوى اجلب لها علكة تحب البنات العلكة                | 
|                Çıkar şu sakızı. Patlatıp durma artık.                | Open Subtitles |                 ارمي هذه العلكة لقد سئمت من هذه الفرقعات                | 
|                O sekizinde ve en sevdiği hobisi çiklet kağıtlarından kolye yapmak.                | Open Subtitles |                 إنها في الثامنة وهوايتها المفضلة أن تعمل عقودا بأغلفة العلكة                | 
|                Salya, mesela bir sakızın üzerindeki DNA testi için mükemmel bir kaynaktır.                | Open Subtitles |                 اللعاب من العلكة الممضوغة مصدر ممتاز للحمض النووي                | 
|                Şarap korkunçmuş! Tadı daha çok sakıza benzer diye düşünmüştüm.                | Open Subtitles |                 مذاق النبيذ سيء لقد توقعت أن يكون مذاقه مثل العلكة                | 
|                Şuna bak. sakızlı dondurma gibi popon var.                | Open Subtitles |                 أنظر لذلك, الحلوة لديها مؤخرة تبدو كأنها آيسكريم العلكة الفقاعية                | 
|                Crick aynı nikotin sakızını bir yıldır çiğniyordu.                | Open Subtitles |                 فقط إهدأي. لقد كان صوت مضغ العلكة في أذني.                | 
|                Misty, sakızdan ne kadar nefret ettiğimi biliyorsun. - O cak cuk çiğneme sesi yok mu.                | Open Subtitles |                 ميستي انتي تعلمين كم اكرهه العلكة بسبب اصوات المضغ والفرقعة                | 
|                Bir topluluk mensuplarının dediğine göre sabah gözünüzü açıyorsunuz ve her yerde atılmış ciklet kağıdı gibi kullanılmış kondomlar görüyorsunuz.                 | TED |                 وتم إخبارنا أنه في مجتمع واحد تستيقظ في الصباح فترى الواقيات الذكرية المستعملة مثل أوراق العلكة المستعملة.                 | 
|                Şu çikleti saçımdan çıkartayım ve sonra yatak için hazır olacağım.                | Open Subtitles |                 دعني أنزع هذه العلكة من شعري ثم سأكون مستعدة للفراش.                | 
|                Elimizde sadece bu çikletten çıkacak kanıtlar olacak.                | Open Subtitles |                 كل ما سنحصل عليه سيكون من هذه العلكة                | 
|                Televizyonun yanındaki sakızla işiniz bitti mi?                | Open Subtitles |                 هل إنتهيتما من العلكة التي بجانب التلفاز؟                | 
|                Ama Chinatown'dan aldığım çok garip bir sakızım var.                | Open Subtitles |                 لكن لديّ تلك العلكة الغريبة من الحي الصيني                |