"العمل الجاد" - Translation from Arabic to Turkish

• Sıkı çalışma
• emek
• çalışmaktan
• Sıkı çalışmak
• sıkı çalışmanın
• uzun çalışmaların
• sıkı çalışmayla

Sıkı çalışma ve sabır ile ebeveynlerim apartman inşa edip beni ve kardeşlerimi okula gönderebilecek konuma geldiler.
من خلال العمل الجاد والمثابرة، استطاع والديّ تشييد شقة من طوب وإرسالي أنا وإخوتي إلى المدرسة.

Fakat aynı şekilde önemli olan bir başka şey de farkı yaratanın Sıkı çalışma olduğu gerçeği.
ولكنه بنفس الأهمية أن تفهم أن العمل الجاد يُحدث الفرق.

Her birinin yapımı aylarca sürmüş. Bunlara ne kadar emek harcandığını belirtemiyorum...
وكل واحده منهم استغرقت شهر لإنهائها .. لا يمكنني تأكيد كم كان العمل الجاد

Şimdi çalışmaktan başka seçeneğim yoktu, sıkı çalışmaktan başka.
الآن, لايوجد لدي خيار .سوى العمل, العمل الجاد

Sıkı çalışmak başka, bu takımı şampiyonaya sokmak...
العمل الجاد امر اخر ولكن ان يذهب الفريق للولاية؟

Bu zamane çocukları gerçekten sıkı çalışmanın anlamını bilmiyorlar.
صدقاً ، أطفال اليوم لا يعرفون معنى العمل الجاد

Bence biraz sıkı çalışmayla bu, başarılabilir bir gerçeklik.
أعتقد أنّه ببعض العمل الجاد سيصبح هذا واقعًا يمكن تحقيقه.

Ama, diğer her iş gibi Sıkı çalışma ve kararlıIık bizi başarıya götürecekti.
.كان مثل معركة صعود الهضبه لكن مثل اي عمل اخر عرفنا انه مع العمل الجاد والاصرار سيقود في النهاية الى النجاح

O korkunç kabalığını Sıkı çalışma ve azimle telafi edebilirsin.
يمكنكِ التعويض عن وقاحتكِ المروعة عن طريق العمل الجاد و المثابرة

- Haklısınız Hanımefendi. Sıkı çalışma ve özen gerçek hayatta güzellikten daha önemlidir.
العمل الجاد والإجتهاد لهُ أهمية أكثر من الجمال في العالم الحقيقي

Son iki saatimi yoğun emek gerektiren bir işe harcadım.
ولكني قضيت الساعتين الأخيره أقوم ببعض العمل الجاد

Şeytani planlarıma çok emek harcıyorum.
اتعلم, الكثير من العمل الجاد يتم فى خططى الشريره

O dinozor için verdiğim dört yıllık emek akılına bile gelmeyecek.
لن يتذكر أبداً .... تلك الأربع سنوات من العمل الجاد التى كنت أعمل فيها على الديناصور كلا

Sıkı çalışmak önemlidir ama çalışmaktan daha önemli birşey var:
....... العمل الجاد مهم , هناك شيئا حيال ذلك حتى اكثر

Ben çok çalışmaktan korkmuyorum bunu biliyorsun.
أنا لا أخاف العمل الجاد أنت تعرفين ذلك

Çok çalışmaktan ve pullu balık yemekten nefret ediyorum.
أكره العمل الجاد وقشور السمك

Birlikte yapılacak sıkı çalışmanın topluluğu birbirine kenetleyeceğine inanırdı.
لقد آمن أن العمل الجاد يساعد على الترابط والتجمع سوياً

Hukuk departmanının üzerinde durduğu nokta, Jenkins'i sıkı çalışmanın öldürüp öldürmediğini bilmiyoruz.
موقفنا القانوني يقول، أننا لا نعلم إذا كان العمل الجاد هو ما قتل جانكينز

Kusursuz bir ürün için kalitenin, sıkı çalışmanın ve bağlılığın değerini biliyoruz.
تعلمنا قيمة الجودة. العمل الجاد والالتزام منتج مثالي.

Yani biraz sıkı çalışmayla bunun herhangi birinize olmaması için hiçbir sebep göremiyorum.
ببعض العمل الجاد لا أرى مانعا من حصول ذلك لأي منكن