Fakat sorun şuydu, gördüğünüz gibi, fikrimin ölümcül bir hatası vardı, ve hata şuydu. | TED | والمشكلة كانت، كان لفكرتي عيب واحد قاتل وهذا العيب هو |
Onu ben yarattım zaten." Kimse bana sorun bende diyemez. | Open Subtitles | أنا مخترع تلك العبارة، لا أحد يخبرني أن العيب فيه وليس فيّ |
Bir kadının istediği için bir erkekle yatmasının nesi yanlış? | Open Subtitles | ما العيب في امرأة تضاجع شخصا لانها ترغب به فحسب |
kusur anatomide değil, beyinlerinde. | Open Subtitles | و العيب ليس تشريحي ، إنما له علاقة بالدماغ |
Görünüş ve caka ile bir yere varılamayacağını düşünüyorsun bu nedenle kusuru bir erdeme dönüştürüyorsun. | Open Subtitles | انت تشعر انك لاتستطيع المسايرة بسبب الشكل او الأناقة, لذا تحوَل العيب الى ميزة |
Bu seferkinin sorunu neymiş ilk gören ben olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أكون أول من ترى العيب في هذا الواحدة |
Bir tahnitçinin asistanıysa ve sürekli formaldehit kokuyorsa ne olmuş yani? | Open Subtitles | ما العيب في كونها مساعدة تحنيط وتفوح منها رائحة الفورمالهيد؟ |
Kendimi özürlü, arızalı ya da iyileştirilmeye ihtiyacım varmış gibi hissetmiyorum. | Open Subtitles | لا أشعر بالإعاقة أو العيب أو بالحاجة إلى علاج |
"sorun sende değil, bende."yi ben keşfettim. Kimse bana "sorun sende değil, bende" diyemez. | Open Subtitles | أنا مخترع تلك العبارة، لا أحد يخبرني أن العيب فيه وليس فيّ. |
Bir sorun mu var, hiç gülünç konuşmuyorsun? | Open Subtitles | ما العيب في الطريقة التي تتكلم بها عندما لا تبدو سخيفة ؟ |
Yani sorun onlarda. Sen onlara ulaşmaya çalışıyorsun ama onlar bağlanmıyor. | Open Subtitles | إذا , العيب فيهم , أنتِ تحاولي التوصل إليهم وأنهم لا يصلوا إليكِ |
Hayır, sorun o değil, benim. Bende gelin genleri yok. -Test tüpüne konup incelenmem gerek. | Open Subtitles | ليس العيب به، بل بي لا يوجد بي جين الزواج، يجب أن يدرسني العلماء |
Şey, birazcık tedbirli olabilirsin, ama bunun nesi yanlış ki? | Open Subtitles | قد تكون حذر قليلاً لكن ماهو العيب في هذا ؟ |
50 yaşındayım, bir bayan için bir şeyler yapmamın nesi yanlış? | Open Subtitles | تعديت الخمسين، ما العيب في أن أفعل شيئا من أجل إمرأة؟ |
git de başka yerde yemek için fısıldaş, yoksa başkaları yanlış anlıyo! | Open Subtitles | انظر الى عينين الطفلة ان وجه هاسون ممتلئ وبراق لكن ما هو العيب فى تلك الطفلة؟ |
Bütün hayatınız boyunca baskısını hissettiğiniz tek insanlara özgü kusur ölümlü olmak sadece bu-- | Open Subtitles | العيب الإنساني الوحيد أنكم تقضون أعماركم بمأسى والفناء, |
Bu ölümcül kusuru avantaja çevirip stratejimizi belirleyeceğiz. | Open Subtitles | سنستعمل هذا العيب القاتل إلي فائدتنا ونجعله إستراتيجيتنا للنجاح |
Sanırım Ken'in asıl sorunu bir işi olmaması... ve fazla gurur yapmasıydı. | Open Subtitles | اعتقد ان العيب الأساسى عند كين هو انه بلا وظيفة والكثير من الكبرياء |
Ben de ikinizi götürmeye çalıştım. Ne olmuş ki? | Open Subtitles | لذا حاولت ان اذهب مع كلتيكما ما العيب في هذا؟ |
- Fotoğrafların nesi varmış? | Open Subtitles | و ما العيب في الصور الفوتوغرافية ؟ - ليس هناك ما يعيبها - |
Benim sorunum ne? Hayatımda normal bir şey olmayacak mı? | Open Subtitles | ما العيب في أن أرغب بشيءٍ عادي في حياتي ؟ |
Zımpara taşı, elmasın ahengini bozduğu anda hatayı hemen anlayabilirdi. | Open Subtitles | كان بإمكانه سماع العيب في الألماس من طريقة تغيّر الأغنية عند الصقل. |
Yani kendini tekrar keşfediyorsan maaş ve diş konularında da kesinlikle utanılacak bir şey yok. | Open Subtitles | على أي حال, بينما أنت تعيد اكتشاف نفسك بالتأكيد ليس من العيب أن تجد شيء يدفع المال ويشمل تأمين أسنان |
Benzetme programındaki eksiklik benim yaratılışım sırasında keşfedildi. | Open Subtitles | العيب في برمجة المحاكاة إكتشفتها خلال تصنيعي |