| Ancak tam mahkumlar kaçıp kurtulmaya başlamıştı ki bir hava saldırısı sireni alarm verdi. | TED | ولكن حين لاذ السجناء بالفرار لينقذوا حياتهم، صفارةُ إنذار الغارات الجوية كشفت أمرهم. |
| Başka gündüz saldırısı olmadı ve ilkbahardan önce bir kara saldırısı da olmayacaktı. | Open Subtitles | الأن لم يعد هناك المزيد من الغارات النهاريه و ربما لن يكون هناك غزو قبل حلول فصل الربيع |
| Nereye baskın yapılacağını söylüyordu. | Open Subtitles | كان يزودنا بمعلومات عن الغارات التى تحدث على بائعى المخدرات |
| Tüm taktikleri sergiliyorlardı. İHA saldırıları, gece baskını, paralı askerler. | Open Subtitles | كل تكتيكاتهم تم استخدامها، الطائرات بدون طيار، الغارات الليلية، المرتزقة. |
| baskınlar siperlerin alışkanlıklarını bozmuştu esirlerden alınan bilgiler, saldırıya cesaretlendiriyordu. | Open Subtitles | كانت الغارات تكسر الرتابة اليومية في الخنادق وتجلب المعلومات الاستخباراتية من الاسرى وتشجع العمليات العدوانية |
| Bombardıman komutanı olarak atandığımda yaptığım ilk şey gece saldırılarının Almanya üzerindeki etkisini incelemek oldu. | Open Subtitles | -أول شيء عملته عندما تم تعينني لقيادة القنابل كان دراسة تأثير الغارات الليلية على ألمانيا |
| Artık Sovyet savaşçılarının sürekli saldırısı altındaydılar. | Open Subtitles | لقد أتى دورهم الأن ليكونوا هم الذين تحت طائلة الغارات السوفيتيه المتتاليه |
| Evet, hava saldırısı sireninden korkan bir koyun. | Open Subtitles | نعم ,نعجه ؟ لقد فزع من صفارات الأنذار الغارات الجويه.هيا ساعدني |
| hava saldırısı boyunca, yiyecek aramak için dışarıdaydılar. | Open Subtitles | ويخرجون خلال الغارات الجوية ليبحثوا عن الطعام |
| Londra hava saldırısı en üst noktada. Alman bombalama seferberliğinin zirvesi. | Open Subtitles | في اوج الغارات على لندن ، وأوج حملاتالقصفالألمانية. |
| Bakanlıkta işler yoğun, Arthur. Bir sürü baskın. | Open Subtitles | العمل كثير الوزارة يا آرثر مع كل تلك الغارات الأضافية؟ |
| NATO basın açıklamalarında verilen baskın listesi sanki gizli bir savaş haritası. | Open Subtitles | قائمة الغارات من بيان الناتو الصحفي يمكن قراءتها كخريطة لحرب خفية. |
| baskın ekibine katılmak için buradan zamanında kurtulabilirsin. | Open Subtitles | ربما تخرج من هنا وتنضم لفريق الغارات |
| Amerikan hava saldırıları, özel kuvvetlerin yapacağı müdahale için hedef belirliyordu. | Open Subtitles | الغارات الجوية الأمريكية تحضِّر الأهداف من أجل تدخل جراحي بالقوات الخاصة |
| Kocanız hava saldırıları konusunda oldukça gergindi. | Open Subtitles | زوجك كان متوتر للغاية بسبب الغارات الجوية |
| Bu hafta ikinci. Efendim, dürüst olacağım. Bu baskınlar çok tehlikeli olmaya başladı. | Open Subtitles | سيدي، سأكون صريحاً معك هذه الغارات أصبحت خطرة جداً |
| Ve bu saldırılarının durmasını istiyorum! | Open Subtitles | و أريد وقف هذه الغارات |
| Majesteleri... aylardır beri Türkler batıya akınlar yapıyorlar. Ama ne olursa olsun... | Open Subtitles | مولاي, لأشهر والأتراك يجرون الغارات على الغرب متى ما أرادوا |
| Sevgili dinleyiciler herkesin 104 numaralı hava saldırı sığınağına gitmesi isteniyor. | Open Subtitles | أرجوكوا تحركوا بهدوء الي ملجأ الغارات الجوية الباب رقم 54. |
| Baskınları, kelleleri Maggie'yi duydum. | Open Subtitles | -سمعت بشأن الغارات والرؤوس و(ماغي ) -ميرل) من فعل هذا) |
| Ama bu Baskınların ve tutuklamaların son bulması istiyorsan şu adamlarınızı biraz susturmanız gerek. | Open Subtitles | لكن إن أردت أن تتوقف الغارات والاعتقالات وأردتم أن يحصل أمهات ابنائكم على بعض الهدوء والراحة |
| hava akınlarının vereceği zayiatı önlemek için hastaneler boşaltılmıştı. | Open Subtitles | المستشفيات تم أخلائُها تمهيداً للأستقبال ضحايا الغارات الجويه |
| NATO'dan hiç kimse bize gece baskınlarının listesinden başka bir şey vermiyor. | Open Subtitles | لم يعطنا أحدٌ في الناتو شيئًا، سوا قائمة الغارات الليلية. |