"الفتى الأبيض" - Translation from Arabic to Turkish

• beyaz çocuk
• beyaz oğlan
• beyaz çocuğu
• beyaz adam
• beyaz cocuk
• beyaz çocuğun
• beyaz oğlanın
• beyaz çocukla

beyaz çocuk alçal diye işaret veriyor, ben de onu almak için alçalıyorum.
الفتى الأبيض هنا لينزلنى لذا سأطير عالياً

- Ve sen fark edilmemeye çalışan beyaz çocuk.
وأنت أيها الفتى الأبيض الذي تحاول ألا تُرى

Martavallarını yüzüme okusana, beyaz çocuk.
كبف أمكنك أن تكذب بوجهي مباشرة أيها الفتى الأبيض

Bu da ne demek oluyor, beyaz oğlan?
ما المفترض أن يعنيه هذا أيها الفتى الأبيض ؟

beyaz çocuğu niye bırakıyorsunuz?
لماذا تركت الفتى الأبيض يرحل ؟

Mahalledeki tek beyaz çocuk bendim.
كنت الفتى الأبيض الوحيد وسط 20 فتى أسود.

Eğer götünün bana hala borcu olmasaydı senin üstünde gerçek tabanca kullanabilirdim, beyaz çocuk.
لو لم تكن مديناً لي بالمال لربما أصبتك ببندقية حقيقية ، أيها الفتى الأبيض

Zavallı beyaz çocuk çok güçlü değil.
الفتى الأبيض المثير للشفقة ليس قوياً للغاية.

Dünya beyaz çocuk Günü mü sandın lan bu günü ha?
لا بد أنك ظننت أنه يوم سعد الفتى الأبيض

Hayır, dostum "Dünya beyaz çocuk Günü" değil.
لا يا رجل، إنه ليس يوم الفتى الأبيض

Özür dilemek faturaları ödemiyor, beyaz çocuk.
الأسف لا يكفي أيها الفتى الأبيض

Sigorta,beyaz çocuk. At şimdi onu!
تأمين أيها الفتى الأبيض الآن ألقي به

Dinle,beyaz çocuk, şansın tükendi.
اسمع أيها الفتى الأبيض لقد نفد حظك

Dinle, beyaz çocuk, şansın tükendi.
اسمع أيها الفتى الأبيض لقد نفد حظك

- Evet, beyaz oğlan! Esmer bombayı aldın.
أجل ، أحسنت أيها الفتى الأبيض خذ السكر البني

Evet hatırlıyorum, ağzına sıçtığın şu beyaz çocuğu hatırlıyo musun?
أتذكر ذلك الفتى الأبيض الذي عبث معه؟

Bu elbisenin altında bir beyaz adam varmış!
إنتظر دقيقة ذلك هو الفتى الأبيض تحت ذلك الزي

Birseyler yap, beyaz cocuk.
افعل شيئًا أيها الفتى الأبيض.

Şimdi bana bir de öldürdüğün beyaz çocuğun adını söylemek ister misin?
والآن هل ستخبرني عن اسم الفتى الأبيض الذي قتلته

Ve lanet zencinin şakıyacağı tek isim... beyaz oğlanın sıska kıçı olacak.
والاسم الوحيد الذي سيقوله ذلك الزنجي اللعين هو اسم الفتى الأبيض.

Biri beyaz çocukla çatışma konusunda hazır olmamı söylerken diğeri söylemiyor.
حسناً، واحدةٌ تعني بأني أقوم بقتل هذا الفتى الأبيض والثانية لا أقتله.