| Bu, Suriye nüfusunun yarısından fazlası kaçmaya zorlandı demek oluyor. | TED | وهذا يعني أن فوق نصف سكان سوريا أُجبروا على الفرار. |
| Hiç kimse kaçmaya, anne, baba ve kardeşlerini geride bırakmaya kalkışmadı. | Open Subtitles | لم يجرؤ أحدنا على الفرار وترك أبوه، أو أمه، أو أخوه |
| O gün kaçmak istedim ama insan kendi ayaklarından kaçamıyor ki. | Open Subtitles | أردت الفرار بعيداً ذلك اليوم لكنك لا تستطيع الفرار من قدميك |
| Hindular ve Müslümanlar başları dimdik yaralanmak ya da ölmekten kaçmayı ummadan. | Open Subtitles | هندوس و مسلمون سويا و رؤوسهم مرتفعة دون أي أمل في الفرار |
| Tyrone, kaçış planları burada. Sadece sen ve ben. | Open Subtitles | يا تيرون ، لقد حصلت على خطة الفرار أنا و أنت فقط |
| Şimdiki Bulgaristan'dan Trakyalı bir göçebeydi, Roma Ordusunda askerdi ama firar ettiği için hapse atılmıştı. | TED | تراقي بدوي جاء من ما يعرف الآن ببلغاريا، كان قد خدم في الجيش الروماني ولكن تم سجنه بتهمة الفرار. |
| Adam kendine geldiğinde masum insanlarla dolu bir hastaneyi yakarak kaçmaya çalışacak. | Open Subtitles | حينما يستعيد هذا الرجل وعيه.. فسوف يحاول الفرار بحرق مستشفى مزدحمة بالأبرياء |
| kaçmaya çalışabilir, ama doğru nişan aldıysan, saf refleks işini görür. | Open Subtitles | ربما يحاول الفرار. لكن إذا أصبته بشكل جيد، سيكون هادئاً تماماً. |
| Vatanımdaki savaş beni 9 yıl önce 2008'de Uganda'ya kaçmaya zorladı. | TED | أجبرتني الحرب في وطني على الفرار إلى أوغندا في عام 2008، قبل 9 سنين مضت. |
| 20 yıl sonra, Stewart, James Somerset'i Londra'ya getiriyor ve akabinde, James kaçmaya karar veriyor. | TED | الان,بعد 20 سنة ستيوارت اخذ جاميس سومرست الى لندن , و بعد الوصول الى هنالك قرر جاميس الفرار |
| kaçmaya teşebbüs eden mahkumlar, sizin sorumluluğunuzdaydılar. | Open Subtitles | هؤلاء السجناء الذين حاولوا الفرار كانوا فى عهدتك |
| kaçmak çok cool bir şeydir. Hatta kaçmak, küçük bir savaşmadır. | Open Subtitles | الفرار كان القرار الصحيح فى الحقيقة ان الفرار هو القتال الجديد |
| Romanın büyülü gerçekçiliği ile birleşince bu, aşağı doğru bir sarmal olarak bir tarih duygusu yaratır; karakterler kaçmak için güçsüzdür. | TED | ويتداخل مع الأحداث الواقعية الساحرة للرواية، ويعطي إيحاءً بأن التاريخ دوامة مستمرة لا تستطيع الشخصيات الفرار منه. |
| Ancak onları terk eden annesinin anılarıyla uyanıkken bile aklından çıkmayan, peşini bırakmayan rüyalardan kaçmak çok daha zor olacaktır. | TED | لكن ذكريات فقدان أمه، مع أحلامه التي تطارده في يقظته، تثبت صعوبة الفرار منها. |
| kaçmayı denediğimde de, daima biri benden daha hızlı çıkıyor. | Open Subtitles | حاولت الفرار منهم ولكن دائماً هناك من هو أسرع منك. |
| Şey. İlk olarak, buradan senden fazla kaçmayı başarmış tek adama gittim. | Open Subtitles | حسناً، في البداية، توجهت للشخص الذي استطاع الفرار من هنا أكثر منك |
| kaçış söylentilerinden sonra tünele girdik. | Open Subtitles | عندما تدق ساعة الفرار يجب أن ننتقل إلى النفق |
| Biraz daha kazarsan seni firar ediyor diye tutuklayacaklar. | Open Subtitles | إذا حفرت ذلك أعمق، فسوف ينالون منك بتهمة الفرار من العسكرية |
| Takımlarınızı alın. Bir astsubaya araba çarpmış. Sürücü kaçmış. | Open Subtitles | أحضروا معداتكم، هناك ضابط تعرض للصدم و الفرار. |
| kaçıp gidemiyorsan ve kesin bir biçimde başkalarına bağımlıysan... gülerek ağlamayı öğreniyorsun... | Open Subtitles | عندما لايمكنك الفرار وتعتمدين كليّاً على الآخرين تتعلّمين البكاء عن طريق الضحك |
| Köylülerin kaçma ya da savaşma seçeneği vardı. Görünüşe göre kaçmışlar. | Open Subtitles | القرويين هنا خُيروا بين القتال والفرار ويبدو انهم اختاروا الفرار |
| Her taraf polis kaynıyor çünkü sana kaçman için yardım ettiğimi sanıyorlar. | Open Subtitles | الشرطة تراقبني لأنهم يعتقدون أني ساعدتك على الفرار. آسفة. |
| Kendi kafanın içinden kaçamazsın. | Open Subtitles | لن تغادر عقلك، لكن بوسعك الفرار من هذا الكابوس |
| Burayı böyle terk edemeyiz, daha buradaki patojeni kontrol altına alamadık! | Open Subtitles | لا يمكننا فقط الفرار لا زلنا لم نقم باحتواء المرض هنا |
| Beni iyileştirirsen, kaçmana yardım ederim. Görüyor musun? | Open Subtitles | ان كان بامكانك معالجتي, سأساعدك على الفرار |
| - Bizden kaçıyor olabilir. | Open Subtitles | لذا أعتقد أنها رُبما تُحاول الفرار بعيداً عنك |
| Evet, ben de herkes gibi canımı kurtarmak için kaçabilirim diye düşündüm. Buraya...buraya beni kurtarmak için mi geldin? | Open Subtitles | أجل، قررت الفرار بحياتي كالآخرين، هل أتيت لإنقاذي؟ |
| Hangi cehennemdesin ya da nasıl oluyor da FBI'dan kaçabileceğini düşünüyorsun bilmiyorum ama hemen dönsen iyi edersin! | Open Subtitles | لا أعرف مكانكَ أو لماذا تعتقد أنّ بوسعكَ الفرار من المباحث ولكن يجدر بكَ أن تعود إلى هنا |