| Tüm Filistinli liderlerin 3 yil boyunca tutklanmalari, alikonmalari,sürgün edilmeleri, | Open Subtitles | إنها إستنزفت مقاومة الشعب الفلسطيني ثلاث سنوات من الحرمان والسجن |
| Filistinli şair Mourid Barghouti diyor ki, eğer birilerini kötülemek istiyorsanız, en kolay yöntem, onların hikayesini, "ikinci" aşamasından başlayarak anlatmak. | TED | الشاعر الفلسطيني مريد البرغوثي يكتب إذا أردت أن تسلب الناس، فأن أسهل طريقة هي أن تروي قصتهم، وتبدأ ب، " ثانياً." |
| Öldürdüğünüz Filistinli garsonun ödediği kadar değil. | Open Subtitles | ليس كثيراً مثل النادل الفلسطيني الذي قتلتوه |
| Oslo mutabakatı ile elde edilen umutlar İsrail Filistin çatışmasını sona erdirmeye yetmedi. | TED | الذي أُمل أن يتحقق جراء اتفاقيات اوسلو التي لم تنهي الصراع الاسرائيلي الفلسطيني |
| Amerika, ona ve Filistinlilerin tedavilerine destek veriyor. | Open Subtitles | ودعم امريكا لها والتعامل مع الشعب الفلسطيني |
| Bazen öyle Filistinli oluyorsun ki, Hillier. | Open Subtitles | سأفعل إنك مثل ذلك الفلسطيني أحياناً يا هيلر |
| Filistinli piç Samir Meshal'in, davet edilmesinin nedeni bu mu? | Open Subtitles | لهذا السبب تمت دعوة هذا الفلسطيني النذل سمير مشعل |
| Bence benim Yahudi kızlarımı, Atika'nın Filistinli oğlu ile göstermek istedin sırf dünya Stein Birleşik Renkleri'ni görebilsin diye. | Open Subtitles | اظن انك اردت ان تحضر بناتي اليهوديات مع ابن عتيكة الفلسطيني فقط لتجعل العالم يرى اتحاد الاعراق في عائلة شتاين |
| Filistinli ve İsrailli politikacıları konuştuğunda genellikle birbirlerini dinlemiyorlar. Ama Filistinli bir okur Yahudi bir yazarın kitabını hala okuyor ve Yahudi bir okur da Filistinli yazarınkini, empati kurarak. | TED | عندما يتحاور السّاسَة الفلسطينيون والاسرائيليون, فهم غالبا لا يستمعون لبعضهم البعض. إلا أن القارئ الفلسطيني لا يزال يقرأ رواية لمؤلف يهودي، والعكس بالعكس, في ارتباط وتعاطف مع الراوي. |
| Sabit fikirli olan Filistinli Amir, Tariq'in ise pek umurunda değil. | Open Subtitles | وهو لايوجد عنده دافع السياسي امير) الفلسطيني المتشدد) |
| Uğraştığım bir çok dava, ailelerinin kıçlarına tekmeyi bastığı oraya geri dönemeyip burada saklanan genç, Filistinli erkeklerle ilgili. | Open Subtitles | معظم القضايا التي أعمل عليها تعني بالشباب الفلسطيني فعائلاتهم تطردهم خارج المنزل ، حيث لايمكنهم العوده وهم يختبئون هنا . |
| Ne Filistin ne de İsrail tarafında çözüme dair iyi niyet yok. | Open Subtitles | لم يكن هناك حسن نية من الجانب الفلسطيني وليس من الجانب الإسرائيلي |
| Bu hem Filistin toplumu hem de İsrail toplumu için geçerli. | Open Subtitles | وهذا ينطبق على المجتمع الفلسطيني وهذا ينطبق أيضا على المجتمع الإسرائيلي |
| İnanın bana o sıralar sadece İsrail ve Filistin arasındaki çatışmadan bahsediyorlardı. | TED | اعني ,في ذلك الوقت, ثقوا بي, كانو فقط يشيرون الى الصراع الفلسطيني الاسرائيلي |
| Filistinlilerin çatışması. Orada olanlar için. | Open Subtitles | هو بسبب الاحتلال الفلسطيني هذا سبب ما يحدث |