| Daha önce böyle değildi tam tersine deniz feneri bakıcılarına fırtınalarda yardım ederdi. | Open Subtitles | لم يسبق له الخوض في هذه الأمور من قبل على العكس تماماً تحدّي العواصف كما ساعد مراقبوا الفنار |
| Deniz feneri, o insanları geri getirmek için bir şans olabilir. | Open Subtitles | . الفنار يمكن أن يكون فرصتنا لإعادة أولئك الناس |
| Deniz feneri'nin bile, "Dük"ü geri getirebileceğini sanmam. | Open Subtitles | لا أعتقد حتى الفنار يمكن أن يعيد النبلاء |
| Okyanus derinliklerinde dev yaratıklar olduğunu hayal ediyor olabilirsiniz ama oradaki hayvanların çoğu çok küçük, tıpkı bu fener balığı gibi. | TED | ربما تتخيلون وحوشًا ضخمة تتجول في أعماق البحار، لكن معظم الحيوانات هناك صغيرة جدًا، بحجم سمكة الفنار هذه. |
| Çocukken fener kulesinin yanında oynardık. | Open Subtitles | لقد أعتدنا أن نلعب بالخارج بجوار الفنار عندما كنا صغاراً |
| Eğer deniz fenerine ulaşsaydı, kurtulurdu... | Open Subtitles | إذا كانت قد وصلت إلى الفنار لكانت قد نجت |
| Bu da hayvan kafalı yaratıkların deniz fenerinde oldukları yer ve hepsi okyanusta toplu intihar etmek üzere. | TED | هنا تقف المخلوقات ذات الرؤوس الحيوانية قريبا من الفنار الضوئي وهي جميعا تتأهب للانتحار الجماعي في المحيط |
| Uçak denizin üstünde gitti ve deniz fenerinin üzerinden uçtuk. | Open Subtitles | انطلقت الطائرة نحو البحر، وقمنا بدورة فوق الفنار. |
| Bu onun ikonu, bir deniz feneri. | Open Subtitles | ها هو الرمز الخاص به انه الفنار |
| Bu feneri ilk o zaman görmüştüm. | Open Subtitles | كانت هذه أول مرة أرى بها هذا الفنار |
| 3-5-8 ile irtibat kuracağım. Size bir deniz feneri bulayım. | Open Subtitles | احتفظوا بالاتجاه 3-5-8، شغّلت الفنار لأجلكم |
| Carroll'ın kitabı Poe'nun yarım kalan eseri Deniz feneri'nden esinlenilmiş. | Open Subtitles | كتاب (كارول) مُستلهم من آخر أعمال (بو) الغير منتهية "الفنار". |
| Deniz feneri hakkında birşeyler söylemiştin. | Open Subtitles | قُلت شيئاًً حول الفنار |
| Deniz feneri mi, balina müzesi mi? | Open Subtitles | الفنار أم متحف صيد الحيتان؟ |
| Eğer denizdeyseniz ve sisin içerisinden deniz fenerine bakıyorsanız, ne kadar parlak olup olmadığını, ve ne kadar uzaklıkta olduğunuzu veya çok sönük bir fener olup olmadığını ve çok yakınında olduğunuzu bilmezsiniz. | Open Subtitles | لو أنك بحار ورأيت ضوء الفنار خلال الضباب فأنت لا تعرف إن كان هذا الفنار ساطع |
| Dört kameramız bozuk ama fener kameramız çalışıyor. | Open Subtitles | نعم... لدينا أربعة لا يعملون ولكن لدينا كاميرا الفنار |
| Dört kameramız bozuk ama fener kameramız çalışıyor. | Open Subtitles | نعم... لدينا أربعة لا يعملون ولكن لدينا كاميرا الفنار |
| fener bekçiliği gün geçtikçe büyüyen bir endüstri değilki. | Open Subtitles | كما تعلمون، الفنار لا يتطور عن ذلك |
| Bir gözü, bir fener kadar büyüktü. | Open Subtitles | بعين واحدة كبيرة مثل الفنار |
| Doğruca bahsettiğin o deniz fenerine gidebiliriz belki? | Open Subtitles | ربما نذهب مباشرة لذلك الفنار الذي ذكرته؟ |
| Kaset ve ilginç halkaların çözümü deniz fenerinde. | Open Subtitles | والاجابة بالشريط تتوقف على الاشارات الصادرة من الفنار |
| Ceza olarak bu deniz fenerinin tepesinde on dakika geçirecek. | Open Subtitles | وكعقاب، عليه البقاء عشرة دقائق في أعلى هذا الفنار |
| Deniz fenerini yıktılar, biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلم انهم هدموا الفنار ؟ |