| Şu fotoğraf için harcanan paraya bak. | Open Subtitles | اُنظر إلى النقود المصروفة على هذه المناسبة الفوتوغرافية |
| dijital resimlerin kralına. Chuck, fotoğraf baskısındaki çok ufak ayrıntıları bile çıkarabiliyor. | Open Subtitles | تشوك يمكن أن ينتزع تفاصيل صغيرة جدا من الطبعة الفوتوغرافية. |
| fotoğraf makinasını kurayım mı hemen? | Open Subtitles | أأضع ماكينة التصوير الفوتوغرافية على الفور؟ |
| Işınlar siyah kağıttan geçip... bu fotografik plakayı etkileyecek kadar güçlü. | Open Subtitles | أشعة قوية بما فيه الكفاية للذهاب من خلال ورقة سوداء وتؤثر هذه اللوحة الفوتوغرافية. |
| fotografik imgelerin teyit edilmemiş gücü ilgilisi çekiyor. | Open Subtitles | إنه مهتم بالطاقة غير المعروفة للصور الفوتوغرافية |
| Gördüm ki, siz de benim gibi fotoğraf sanatına meraklısınız. | Open Subtitles | أرى بأنّك تشترك بالولع للفنون الفوتوغرافية مثلي |
| Avrupa fotoğraf Turun, şatolar ne olacak? | Open Subtitles | ماذا عن جولتكَ الفوتوغرافية في أوروبا، القلعة؟ |
| Ama ben hiç aldırmadım bile, çünkü yalnızca asla bir fotoğraf gibi çizemeyeceğimi düşünüyordum. | Open Subtitles | لكنّي تجاهلتها لأن جلّ ما أفكّر فيه أني لن أستطيع الرسم كالصورة الفوتوغرافية أبدًا. |
| Ve küllere bakarak yalnızca yananların fotoğraf kâğıdı olduğunu anlamışlar. | Open Subtitles | والشيء الوحيد الذي تعرفوا عليه من الرماد بالموقد، هو كون الورقة تستخدم بطباعة الصور الفوتوغرافية. |
| Zorluklarla bulup çıkarmayı başardığım bu fotoğraf teorimi destekliyor. | Open Subtitles | ما الأدلة الفوتوغرافية التي تمكنت من الكشف عن يحمل نظريتي. |
| Yarın gece harika bir fotoğraf sergisi var. | Open Subtitles | هناك معرض مدهش للصور الفوتوغرافية ليلة غد |
| fotoğraf filtreleri bütün ülkelerde iyi vakit geçirdiğinin göstergesidir. | Open Subtitles | 'الفلاتر الفوتوغرافية الحقيقية هي السبيل الدولية لاظهار ان كنت يلهون. |
| fotoğraf çekildikten beş dakika sonra bomba patlayan binanın yakınlarında mıydın? | Open Subtitles | اذا اين كنتي بعد 5 دقائق من التقاط الصورة الفوتوغرافية عندما انفجرت قنبلة أنبوبية خارج المبنى؟ |
| Arap Baharı'nda Hank ve Kheper'ler için fotoğraf çekerken gaza maruz kalmaktan yıllarca acı çektiğini yazmış. | Open Subtitles | يتحدث كيف أنه عانى من التعرض للغاز لسنين أثناء التقاط الصور الفوتوغرافية خلال الربيع العربي لهانك و الخيبر |
| Bu kız kardeşim. O resimlerle ilgileniyor, çünkü söze gerek bırakmadığını düşündüğüm büyük bir enstantane fotoğraf koleksiyonum var. | TED | هذه أختي، اهتمت بالصور ، كنت جامعًا كبيرًا للقطات الفوتوغرافية و التي تقول الكثير باعتقادي . |
| fotoğraf, parmak izleri. | Open Subtitles | الصورة الفوتوغرافية وبصمات الأصابع |
| New York fotoğraf Dairesi doğruladı. | Open Subtitles | أدارة الصور الفوتوغرافية أكدت هذا |
| Bu yüzden bazı fotografik deneyler yaptım | Open Subtitles | لذا جعل بعض التجارب الفوتوغرافية |
| fotografik hafızamla. | Open Subtitles | و هي سبب نجاحي في كلية (هارفارد) للطب ذاكرتي الفوتوغرافية |