| Bacakları kalsiyum ve fosfat eksikliği yüzünden yamukmuş. | Open Subtitles | الساقين مثقلتين نتيجة للكالسيوم الظاهر و النقص في الفوسفات |
| Eğer klor koymazsan, fosfat koyarsan algler fosfatla beslenir. | Open Subtitles | إذا لم تقومي بوضع الكلور ستحصلين على فوسفات الطحالب تتغذى على الفوسفات |
| Ailenin fosfat madencileriyle ve Machado ailesinin Küba şekeriyle yaptıklarının aynısını. | Open Subtitles | كما فعلت عائلتك بمنجمي الفوسفات وعائلة " ماشادو " بالسكر الكوبي |
| Şu anki cari fiyatında gübre talebi artarsa fosfat bu yüzyılda biter, bu da yiyecek bir şeyin olmaması demek. | Open Subtitles | ستنتهي الفوسفات هذا القرن و هذا يعني انتهاء الطعام |
| Oseltamivir fosfat. | Open Subtitles | اوسيلتاميفير الفوسفات |
| fosfat kayası. | Open Subtitles | صخور من الفوسفات |
| fosfat tükenince, bizi oradan götürdü. | Open Subtitles | جف الفوسفات , فأخرجنا من هناك |
| fosfat tükenince, bizi oradan götürdü. | Open Subtitles | جف الفوسفات , فأخرجنا من هناك |
| Bizlere fosfat madenciliği nasıl anlatırsın. | Open Subtitles | سوف تخبرني عن تنجيم الفوسفات |
| Çift fazlı hidroksilapatit kalsiyum fosfat tabakada asılı duruyordu. | Open Subtitles | - وطبقة خارجية من الفوسفات |
| "Oseltamivir fosfat". | Open Subtitles | "اوسيلتاميفير الفوسفات" |
| fosfat ve kalsiyum cesetten balçığın farklı bölgelerine sızarak kemikleri daha yumuşak balçığı ise daha sert yapmışlar. | Open Subtitles | {\pos(192,210)} الفوسفات و الكالسيوم تسربا من العظام {\pos(192,210)} إلى داخل الطين في عدة أماكن مما جعلا العظام هشّة والطين صلبا |
| - fosfat nemli galiba. - Tabii ya, öyle. | Open Subtitles | -لابد أن الفوسفات رطباً |
| (Kahkahalar) Bu, bilirsiniz, pek beklenmedik idi. (Kahkahalar) fosfat gruplarının arasındaki hidrojen bağları aracılığı ile bir arada duruyordu. | TED | (ضحك) وكان هذا، تعلمون، غير متوقع ممن هو على مستوى العالم... (ضحك) -- وإذاً، كانت مرتبطة مع بعضها البعض بروابط هيدروجينية بين مجموعات الفوسفات. |