| Bu, çakmağı adaya bırakacağını gösteriyor. | Open Subtitles | هذه الكذبة بخصوص القداحة تعني أنه سيضعها في الجزيرة |
| Belki çakmağı oğullarından birine bırakmıştır. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا تَركَ القداحة إلى إحدى إبنِه. |
| çakmağı dolurmak gerekir, ama çakmaktaşı ve çelik her zaman işe yarar. | Open Subtitles | الولاعات بحاجة إلى أعادة تعبئة بينما بالأمكان دائماً الأعتماد على القداحة و الحديد |
| O çakmak için sadece bir kaç yüz pound ödedi Meclis Üyesini sanki kendisi çalmış gibi sömürüyor. | Open Subtitles | لقد دفع فقط مئات الباوندات من اجل تلك القداحة انه يجعل عضو البلديه يتعرق وكأنه سرقها بنفسه |
| Ben yine de şunu söyleyeyim Liam o çakmak beni geriyor. | Open Subtitles | حسنا. على الرغم من ذلك هل يمكنني قول شئ، ليام؟ هذه القداحة تثير اعصابي |
| Yani çakmak muhtemelen ona ait değil. | Open Subtitles | لذا القداحة من المحتمل ما كَانتْ لها. |
| Clouseau çakmağı tamir etmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | كلوزو كان يحاول لتثبيت القداحة. |
| Bileziği ve çakmağı veremem. | Open Subtitles | لا يمكنني إعادة السوارة أو القداحة |
| Sonra da Schrute bir saç spreyi ve çakmağı çıkarttı. | Open Subtitles | بعدذلك"شروت"أستطاعنزع"رذاذالشعر"و"القداحة " |
| Evet, onun çakmağı beğendiğini biliyordum. | Open Subtitles | نعم، كنت اعلم انه سيحب القداحة |
| Sigaraları ve çakmağı kundakçının o olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | السجائر و القداحة كلها تشير إليها |
| - çakmağı kapa, tamam, kapa şimdi. | Open Subtitles | فقط اغلق القداحة حسناً ، اغلقها |
| çakmağı nereye koydum? | Open Subtitles | لنرى. أين وضعت القداحة ؟ |
| O çakmağı son kocam vermişti. | Open Subtitles | زوجي السابق اعطاني القداحة |
| çakmak gazıydı. Yeni çakmak taşı koymamışım. | Open Subtitles | إنه سائل القداحة, لم أضعه في علبه جديدة |
| çakmak benzini yangını tetiklemiş. | Open Subtitles | لقد كان سائل القداحة الذي اشتعل |
| çakmak, motor; bardak da araba. | Open Subtitles | القداحة هي الدراجة والكأس هي السيارة |
| Şimdi bu çakmak kamera mı yani? | Open Subtitles | - تعني هذه القداحة هل آلة تصوير؟ |
| Sanırım çakmak taşının içinde hala biraz bir şeyler kalmış, ha? | Open Subtitles | يبدو ان القداحة بها القليل |
| çakmak çalışmıyor. | Open Subtitles | القداحة لا تعمل |