| Ama şunu bilmelisin ki, insan kurban edilmesi hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | لكن لابد أن تعلم أني لا أحب تقديم القرابين البشرية |
| - Hayır. Bir zamanlar nehrin tepelerinde... insanları kurban etmişler. | Open Subtitles | لأن القرابين البشريه كانت تقام علي التلال في أعالي النهر |
| Yıldızlar bu adak için uygun konumda değil. | Open Subtitles | النجوم لَيستْ في الموقعِ الصحيح لتقديم القرابين |
| Minoslular için, kaprisli ve şiddet dolu tanrıları yatıştırmak için adak ayinleri yapmaktan daha iyi bir yöntem yoktu. | Open Subtitles | من أجل "المينويون" ، لم يكن هناك طريقة أفضل لتسوية لا يمكن التنبوء بها وعنف الآلهة من تقديم القرابين |
| O kadar adaklar adıyorum ama kızımın başına bunlar geliyor. | Open Subtitles | لقد قدمت الكثير من القرابين ورغم ذلك حدث ما حدث لإبنتي |
| 12'den 24'e, bu büyü böyle sürecek bu adakları bir eşe çevir, yalnız kalbimin acısını dindir. | Open Subtitles | من منتصف الليل وحتى اليوم التالي امنحني هذا الوقت لتحقيق آمالي حوّل هذه القرابين إلى رفاق ثمَّ اكسر وحدة قلبي |
| İkinizin adak adadığını görmüş. | Open Subtitles | وقالت لك كل القرابين. |
| Sunulacak hürmetler seçilmeden şehirden kaçmaya çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يحاول الهرب من المدينة قبل إختيار القرابين |
| Şimdi de onun tohumunu Kanateşi'ne taşımak istiyorsun. | Open Subtitles | والآن تأمُلين أن تحملي بذرتها إلى نيران القرابين. |
| Sunulacak hürmetlerin seçileceği günden önceki gece sokağa çıkma yasağı olur. | Open Subtitles | هنالك حظر تجوال في الليل قبل أن يختاروا القرابين - |
| Bir zamanlar nehrin tepelerinde insanları kurban etmişler. Vücutlar yanmış. | Open Subtitles | لأن القرابين البشريه كانت تقام علي التلال في أعالي النهر |
| Tanrıların lütfunu kazanmaya yönelik büyük arzuları nedeniyle insan kurban etmek, Mayaların dinlerinin temel taşı olmuştu. | Open Subtitles | برغبتهم العميقة في الفوز بالنعمة من الآلهة كانوا المايا يقدمون القرابين البشرية ما هو أساس ديانتهم |
| Tabii, ben de kurban etme ayinlerinde neden yoksun diye merak ediyordum. | Open Subtitles | أجل ، تسآلت لماذا لم تظهري لتناول طقوس القرابين |
| Kum saatini yenilemek için neden daha fazla kurban getirmedin? | Open Subtitles | لما لم تقومي بأحضار المزيد من القرابين لي لكي تمتلئ الساعة الرملية؟ |
| - Elbette adak istiyoruz. | Open Subtitles | لا. لا، لا. نحن نُريدُ القرابين |
| Eski ve yeni bir araya gelip adak adayacaklar. | Open Subtitles | القديم والجديد تجمعا معا... وقدما القرابين |
| Kurbanlara adak için biraz tütsü getir. | Open Subtitles | احضري بعض البخور لتقديم القرابين. |
| Tanrıların merhametini bekleyenler adaklar hazırlardı. | Open Subtitles | هذه القرابين كان يعملها من يطلب التأييد من الآلهة |
| Gyda, adakları sen al. | Open Subtitles | جيدا)، خذي القرابين) |
| İkinizin adak adadığını görmüş. | Open Subtitles | وقالت لك كل القرابين. |
| Bu hürmetler de ne? | Open Subtitles | وما تلكَ القرابين ؟ |
| Onu bir mahkûm gibi etrafta sürüklemeye devam edersek Kanateşi'ni bulmamız için yardım etmeyecek. | Open Subtitles | لن تساعدنا بإيجاد نيران القرابين لو ظلِلنا نجرها معنا كالسجناء. |
| Sen neden sunulacak hürmetlerin arasındasın? | Open Subtitles | لماذا أنتَ من بين القرابين ؟ |
| Mezarlığa bırakılmış armağanları karıştırıyoruz. Ve neden? | Open Subtitles | نحن نبحث بين القرابين المتروكة للموتى في المقبرة ولماذا ؟ |