| saraylar asiller içindir. Bizler banka hesapları olan sıradan ölümlüleriz. | Open Subtitles | القصور للملوك و لكننا أناس عاديون نملك حساب فى البنك. |
| Bu Tanrı umutsuzların umudu. Senin yerin saray. | Open Subtitles | هذا الرب هو أمل اليائسين ، مكانك أنت موجود فى ردهات القصور |
| Adaların, denizlerin ve yedi sarayın prensi Ahmed. | Open Subtitles | أحمد ، أمير جزر البحار و القصور السبعة |
| Üç tekerli bisikletine bindim ve sarayların ve tapınakların arasında yavaşça pedal çevirmeye başladı. | TED | لذا ركبت في عربته وبدأنا في المشي ببطىء بين القصور والمعابد البوذية |
| Kumsalda yaptığımız o harika kumdan sarayları? | Open Subtitles | تلك القصور الرملية المذهلة التي بنيناها على الشاطئ ؟ |
| Mezunlarımız, mezunlar dergisini Hindistan'daki tapınaklarda ve ürdün'deki saraylarda okuyor. | Open Subtitles | خريجوامدرستنا يتلقون علمهم المغابد في الهند وفي القصور في الأردن |
| Bak, ben aldatıcı saraylar istemiyorum! Sadece bir adamdan biraz sevgi istiyorum. | Open Subtitles | . أنا لا أريد القصور المهجورة كل ما أريده هو بعض الحب |
| Şehirler, nehirler, saraylar, içinden çıkılmaz bir akıntının içinde karmakarışık olmuş. | Open Subtitles | المدن,الأنهار,القصور, كلها ممزوجة فى دوامة معقدة |
| Bu taşlar, tonozlar, kuleler, saraylar değil. | Open Subtitles | ليس هذه الأحجار و الأخشاب الأبراج و القصور |
| Bu Tanrı umutsuzların umudu. Senin yerin saray. | Open Subtitles | هذا الرب هو أمل اليائسين ، مكانك أنت موجود فى ردهات القصور |
| Ge... gerçek şu ki... ben ben... ben bazen halktan biri gibi giyinirim, şey saray hayatının sıkıntılarından kaçmak için. | Open Subtitles | الحقيقه أنه أننى أحيانا أرتدى ملابس كعامة الشعب لأهرب من ضغوط حياة القصور |
| Adaların, denizlerin ve yedi sarayın prensi Ahmed. | Open Subtitles | أحمد ، أمير جزر البحار و القصور السبعة |
| Adaların, denizlerin ve yedi sarayın prensi Ahmed. | Open Subtitles | أحمد ، أمير جزر البحار و القصور السبعة |
| Bu sarayların kalıntılarına bakmışlar ve muazzam bir taş işçiliği görmüşlerdir. | Open Subtitles | لعلهم شاهدوا أطلال تلك القصور وتخيلوا أبنية ضخمة. |
| sarayların idare şeklini değiştirmek istediğini söylüyor. | Open Subtitles | يقول أنه يريد إعادة تنظيم الطريقة التي تسير بها القصور |
| Çünkü onlar Mısır'dan geldiler ve köle olarak kral sarayları inşa ettiler. | Open Subtitles | لأنهم جاءوا إلى هنا من مصر حيث كانوا هناك أيضاً عبيد يبنون القصور للملوك |
| Seninle en iyi saraylarda ve hanlarda konaklayacağız. | Open Subtitles | سوف نكون مستقرين في أفضل القصور والنزل |
| Gecekondu'da yaşayanlar... ..sarayda yaşamanın hayalini, kurmamalı. | Open Subtitles | أولئك الذين يعيشون في أكواخ.. يجب أن لا يحلمو.. بالعيش في القصور. |
| Tüm saraylara, eskilerinin yerine, onun aile nişanı ve amblemleri konacak. | Open Subtitles | شاراتها وشعاراتها ستعلق في جميع القصور |
| Askeri birliklerimiz son birkaç gündür bu konaklarda kalıyor ve sizin de fark ettiğiniz gibi kendilerini tam olarak evlerinde hissediyorlar. | Open Subtitles | أمضت القوات آخر الأيام في هذه القصور الصغيرة ويمكنك معرفة ذلك أنّهم شعروا كأنّهم في منازلهم |
| Koca koca arazili malikaneler vardı. Garaj yolları cadde kadar uzundu. | Open Subtitles | وكنت امشي خلال القصور والمنازل الفخمة فقلت لنفسـي ان الطريق طويل |
| Daha önce hiç eski Hollywood saraylarında bulundun mu? | Open Subtitles | هل دخلتي يوما أحد هذه القصور الهوليودية القديمة ؟ |
| Altı ay sonra onu Sefaret Balosunda bir düşes gibi yutturabilirim. | Open Subtitles | في ستة أشهر أستطيع أن أجعل منها دوقة في القصور الدبلوماسية |
| Cümlemin gramer bakımından eksikliklerini mazur gör. | Open Subtitles | اذا سامحتني لهذا القصور النحوي بتلك الجمله. |
| Akan her sıvı veya gazda iki karşıt güç vardır: atalet ve viskozite. | TED | لكلّ سائلٍ متحرّكٍ أو غازٍ هناك طاقتان متعاكستان: القصور الذاتي والّلزوجة. |