| Enerjinizi nükleer bomba yapmaya ve yıkımın karanlığını yaymak için kullanabilirsiniz, yada ışığın neşesini milyonlara yaymak için kullanabilirsiniz. | TED | يمكنك استخدام طاقتك لبناء القنابل النووية ونشر ظلام الدمار، أو يمكنك استخدامه لنشر فرحة الإضاءة للملايين. |
| nükleer bomba denemeleri orada yapılmıştı, değil mi? | Open Subtitles | هذا هو مكان الذي قاموا فيه باختبارات القنابل النووية , صحيح؟ |
| Komünist mi? Japonya'ya atılan nükleer bombalar içine dert mi oldu? | Open Subtitles | هل لديك مشكله في إلقاء القنابل النووية على اليابان ؟ |
| Tamam, bakacağı ilk yer Atom bombası yetkisi elinden alınmış ülkeler olacaktır. | Open Subtitles | حسنٌ، أول مكان سيبحث فيه هو بعض الدول المستغنية عن القنابل النووية |
| Bir dakikadan az bir süre içinde o nükleerler fırlatmaya hazır olacak. | Open Subtitles | في أقل من دقيقة واحدة، تلك القنابل النووية جاهزة لإطلاق. |
| Teröristlerin, nükleer bombaları ateşlemesine yardım etmememi söyledin. | Open Subtitles | قلتي أنه يجب علىّ التوقف عن مساعدة الإرهابيين في تجهيز القنابل النووية |
| Orada, her saniye 100 milyar nükleer bomba patlıyormuş gibi olur. | Open Subtitles | الأمر وكأنّها آلاف الملايين من القنابل النووية تنفجر كل ثانية |
| Sidorov bu ajanlarda hâlâ nükleer bomba olabileceğini fark etti. | Open Subtitles | بأن هؤلاء العملاء ربما لا يزال لديهم القنابل النووية |
| En azından gezegenden bir nükleer bomba eksilmiş oldu. | Open Subtitles | أقله قلت القنابل النووية على الكوكب بمقدار واحدة |
| Tamam, gidin ve belki geldiğinizde nükleer bombalar yapmak hakkında konuşabiliriz. | Open Subtitles | حسنا،أذهب. وبعد ذلك ربّما سنتكلّم حول صنع القنابل النووية. |
| Biz son astronotlardık, bu son mekik, bunlar da son nükleer bombalar. | Open Subtitles | كنا رواد الفضاء الأخيرين و هذا هو آخر مكوك، هذه آخر القنابل النووية |
| nükleer bombalar hakkında da böyle demişlerdi. | Open Subtitles | نفس ماقيل عن القنابل النووية. |
| Atom bombası tarih boyunca yalnızca iki kere kalabalık şehirlerde patladı. | Open Subtitles | القنابل النووية لم تنفجر الا مرتين فقط في المدن المأهولة |
| Atom bombası olmasaydı şimdi kim bilir ne haldeydik? | Open Subtitles | اين كُنا سنصبح بدون القنابل النووية ؟ |
| Anlayacağın o, gündüz Atom bombası yaparken gece oldu mu Marilyn Monroe ile sevişen öğle yemeğinde devlet sırlarını Ruslara satan süper bilim adamlarından biriydi. | Open Subtitles | إنه من نوع اللعلماء الذكوريين الذي يعمل على القنابل النووية نهاراً ويعاشر " مارلين مونرو " ليلاً |
| Gemi orada kaldı ama nükleerler hala patlamaya hazır. | Open Subtitles | السفينة على الارض، ولكن القنابل النووية لا تزال تحدد لتفجير. |
| Eski nükleer bombaları kullanımdan kaldırılarak | Open Subtitles | كانت مهمته أن يرسل القنابل النووية القديمة |
| Assad bize Fayed'in bir yıl önce nükleer silahlar için görüştüğü bir Rus generalin ismini verdi. | Open Subtitles | اتصل به (فايد) قبل عام بخصوص القنابل النووية (إسمه (جريدنكو |
| Hele devletinizin o nükleer silahları ele geçirmek için her şeyi yapmaya razı olduğunu düşünürsek. | Open Subtitles | مع العلم أن حكومتكم مستعدة لفعل أي شئ عملياً لتأمين هذه القنابل النووية |
| İngiliz Hükümeti İngiltere'de Kraliyet Hava Kuvvetleri üstlerinde bulunan nükleer füzelerin bir Sovyet saldırısına karşı en güçlü misillemeyi yapma gücüne sahip olduklarını duyurdu. | Open Subtitles | "الحكومة البريطانية أعلنت..." "أن القنابل النووية الموجودة في..." "في سلاح الطيران البريطاني" |
| Karşı madde cihazları nükleer bombalardan kat kat daha güçlüdür. | Open Subtitles | أيّها القائد، الأجهزة المضادّة للمادة هي الآن أكثر قوة من القنابل النووية. |