| Dünya döndüğünden beri pezevenklik vardır. | Open Subtitles | القوادة موجودة منذ ان بدأت الارض بالدوران |
| Garcia, Mills hakkında bildiğimiz her şeyi alıp pezevenklik suçlarında arat. | Open Subtitles | غارسيا,اجمعي كل ما لدينا من معلومات عن ميلز و قارنيه بتهم الدعارة و القوادة |
| Yine de pezevenklik onun kanında var. | Open Subtitles | لكنه يمتلك حرفة القوادة في دمه. |
| pezevenk ve fahişe satma oyunu..bu öyle bişey ki size paranın 3l4 ü geliyor | Open Subtitles | انظروا، لعبة القوادة هذا بشأن الحصول على عاهرة لبيع ذلك الاحمق ويعطيك المال ليس نصف المال ،ولا ثلاث ارباعه، كله |
| Pezevenklerin dünya şampiyonlarına benziyorsun. | Open Subtitles | تبدو كبطل العالم فى القوادة |
| Fuhuşa teşvik ve seks işçiliğiyle suçlandığını ve ayrıca Dr. Masters'ın reşit olmayan birine uygunsuz davranıştan dolayı sorgulandığını da söyledi. | Open Subtitles | التُهم هي القوادة والدعارة وأنّ الدكتور ماسترز أيضاً يتم استجوابه فيما يتعلّق بتعديات على قاصر. |
| Kadın ticareti dedim ya! | Open Subtitles | القوادة ! |
| Bu adam pezevenklikten önce suç hayatına bakkalları soymakla başlamış. | Open Subtitles | حسنا، هذا الرجل بدأ بسرقة محلات ملائمة قبل العمل فى القوادة |
| pezevenklik gibi, ama daha az "alaşağı ederim seni" diyorsun. | Open Subtitles | مثل القوادة ولكنك نادراً ما تقول "سأوسعك ضرباً" |
| O pezevenklik işleriyle işim olmaz. | Open Subtitles | أنا لست ضليعاً في مجال القوادة |
| Bu tam bir pezevenklik ve bu güne kadar izlediğiniz tüm kötü filmlerde görmüşsünüzdür. | Open Subtitles | انها القوادة , ولقد تم فعل ذلك من قبل . |
| Vince Lombino, diğer adıyla Russ Crane birinci ve ikinci dereceden cinayet kundaklama, pezevenklik, silah satışı, ırza geçme şantajcılıktan tutuklusun. | Open Subtitles | (فينس لومبينو), المعروف بـ (رسّ كران) أنت مقبوض عليك بتهمة القتل من الدرجة الأولى والثانية حرق الممتلكات, القوادة الجنسية, تجارة الأسلحة, الإعتداء الإجرامى |
| Goebbels için pezevenklik yapıyordu! | Open Subtitles | كان القوادة لغوبلز! |
| pezevenk, pezevenk, pezevenk. | Open Subtitles | القوادة، والقوادة، والقوادة، القوادة، القوادة. |
| Doğru, seni baş pezevenk olarak görüyorlar. | Open Subtitles | بالتأكيد، فأنت زعيم القوادة بالنسبة لهم |
| Pezevenklerin dünya şampiyonlarına benziyorsun. | Open Subtitles | تبدو كبطل العالم فى القوادة |
| Fuhuşa teşvik ne onu bile bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف حتى ما يعني 'القوادة'. |
| Seni en son pezevenklikten içeri tıktığımda, kızlarından birkaçıyla Queens de bir tren yolunda oynaşıyordun. | Open Subtitles | لأنه آخر مرة بحثت عنك في القوادة كنت تحاول أن تبقى دافئاَ مع واحدة من فتياتك تحت عربة قطار في " كوينز " |