| Sen işini yap. | Open Subtitles | يمكنك القيام بعملك. |
| O hâlde işini yap. | Open Subtitles | ثم القيام بعملك. |
| Ben senin işini yapmaya çalışmıyorum değil mi? | Open Subtitles | أنا لا أحاول القيام بعملك, أليس كذلك؟ |
| İşini yapmaya çalışıyordun. | Open Subtitles | أنتي كنتِ تحاولين القيام بعملك |
| Anlıyorum siz de herhalde işinizi yapmaya çalışıyordunuz ve babam size suçlu gibi görünmüş olabilir ama beni etkilediniz ve kendi babamın aleyhinde ifade verdirdiniz. | Open Subtitles | أعلم أنك كنت تحاول القيام بعملك وأنه كان يبدو عليه أنه مذنب ولكنك تلاعبت بى للشهادة ضد أبى |
| Siz de işinizi yapmaya çalışıyordunuz. | Open Subtitles | أنتَ فقط تريد القيام بعملك يا صاح, وأنا |
| İşini yapman gerekiyor, anlıyorum. | Open Subtitles | أُقدّر لكِ ذلك، يجب عليكِ القيام بعملك أتفهّم ذلك، سنرى كيف ستجري الأمور |
| İşini yap! | Open Subtitles | مجرد القيام بعملك! |
| Lütfen, şu siktiğimin işini yap! | Open Subtitles | فقط القيام بعملك ! |
| İşini yap. | Open Subtitles | القيام بعملك. |
| İşini yapmaya başla. | Open Subtitles | أبدئى عن طريق القيام بعملك. |
| Sadece işini yapmaya çalıştığını anlıyorum. | Open Subtitles | أتفهم أن تحاول القيام بعملك |
| Seni işini yapmaya zorluyorum! | Open Subtitles | أنا أجبرك على القيام بعملك! |
| Sizin işinizi yapmaya çalışmıyorum, Brian. | Open Subtitles | لستُ أحاول القيام بعملك هنا يا(براين) |
| - Haberciler peşindeyken işini yapman zor. | Open Subtitles | من الصعب القيام بعملك بينما الصحفيون ينجرون إليك |
| Sadece işini yapman yeterli. | Open Subtitles | يمكنك القيام بعملك فحسب |